|
- They were in the wrong place at the wrong time and have now been branded as terrorists.
- Yanlış zamanda yanlış yerdeydiler ve şimdi terörist olarak damgalandılar.
- Unfortunately, Tom was in the wrong place at the wrong time.
- Ne yazık ki Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- Unfortunately, Tom was in the wrong place at the wrong time.
- Maalesef, Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- I think Tom was just in the wrong place at the wrong time.
- Bence Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- Isn't this the wrong time to visit him?
- Onu ziyaret etmek için yanlış zaman değil mi?
- Tom had been in the wrong place at the wrong time.
- Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zaman, yanlış yer.
- Tom got injured because he was in the wrong place at the wrong time.
- Tom yanlış zamanda yanlış yerde olduğu için yaralandı.
- I said the wrong thing at the wrong time.
- Yanlış şeyi yanlış zamanda söyledim.
- I think Tom was just in the wrong place at the wrong time.
- Sanırım Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- I was at the wrong place at the wrong time.
- Ben de yanlış zamanda yanlış yerdeydim.
- I said the wrong thing at the wrong time.
- Yanlış zamanda yanlış şeyi söyledim.
- Fadil was in the wrong place at the wrong time.
- Fadıl yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- I was at the wrong place at the wrong time.
- Yanlış zamanda yanlış yerdeydim.
- Tom was in the wrong place at the wrong time.
- Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Tek yeteneğin yanlış zamanda hasta olmak.
- Tom was simply in the wrong place at the wrong time.
- Tom sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- She was at the wrong place at the wrong time.
- O yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- I feel like I was born in the wrong time.
- Yanlış zamanda doğmuşum gibi hissediyorum.
- Fadil was in the wrong place at the wrong time.
- Fadıl yanlış zamanda yanlış yerde idi.
- A word spoken at the wrong time can do very much more harm than good.
- Yanlış zamanda söylenen bir kelime yarardan çok zarar getirebilir.
- I feel like I was born in the wrong time.
- Kendimi yanlış zamanda doğmuş gibi hissediyorum.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Senin tek yeteneğin yanlış zamanda hastalanman.
- Sami was simply in the wrong place at the wrong time.
- Sami sadece yanlış zamanda yanlış yerde idi.
- Tom was at the wrong place at the wrong time.
- Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- Sami was simply in the wrong place at the wrong time.
- Sami sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- You were just in the wrong place at the wrong time.
- Yalnızca yanlış zamanda yanlış yerdeydin.
- He was at the wrong place at the wrong time.
- Yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Show More (25)
|