|
- The students were yawning and couldn't focus in the morning lesson.
- Öğrenciler esniyor, sabah dersine odaklanamıyorlardı.
- Mary's covering her mouth and yawning.
- Mary ağzını kapatıyor ve esniyor.
- What's the best way to keep yourself from yawning?
- Kendinizi esnemekten alıkoymak için en iyi yol nedir?
- Tom tried not to yawn.
- Tom esnememeye çalıştı.
- Tom is yawning.
- Tom esniyor.
- Tom is trying not to yawn.
- Tom esnememeye çalışıyor.
- Try not to yawn.
- Esnememeye çalışın.
- What's the best way to keep yourself from yawning?
- Kendinizi esnemekten alıkoymanın en iyi yolu nedir?
- I couldn't stop myself from yawning.
- Esnemekten kendimi alıkoyamadım.
- Every time I looked at him, he was yawning.
- Ona her baktığımda o esniyordu.
- I suppressed a yawn.
- Esnememi bastırdım.
- I'm trying not to yawn.
- Esnememeye çalışıyorum.
- It was so boring that I almost yawned.
- O kadar sıkıcıydı ki neredeyse esneyecektim.
- Tom says he saw Mary yawning.
- Tom, Mary'yi esnerken gördüğünü söylüyor.
- I couldn't help yawning.
- Esnemekten kendimi alamadım.
- Tom was yawning.
- Tom esniyordu.
- I like to yawn.
- Ben esnemek istiyorum.
- Yawning is contagious.
- Esnemek bulaşıcıdır.
- I couldn't keep myself from yawning.
- Kendimi esnemekten alamadım.
- I couldn't stop myself from yawning.
- Kendimi esnemekten alamadım.
- Why are you yawning?
- Neden esniyorsun?
- It looks like you're trying not to yawn.
- Esnememeye çalışıyormuşsun gibi görünüyor.
- I couldn't keep myself from yawning.
- Kendimi esnemekten alıkoyamadım.
- When her alarm clock sounded, Mary was already yawning and stretching.
- Onun çalar saati çaldığında, Mary zaten esniyordu ve geriniyordu.
- It looks like you're trying not to yawn.
- Esnememeye çalışıyor gibi görünüyorsun.
- You've been yawning for the past hour.
- Son bir saattir esniyorsun.
- Yawning in a meeting is not polite.
- Bir toplantıda esnemek kibarca değildir.
- Jack yawned and rubbed his eyes.
- Jack esnedi ve gözlerini ovuşturdu.
- Tom says he heard Mary yawning.
- Tom, Mary'nin esnediğini duyduğunu söyledi.
- I have yawned.
- Ben esnedim.
- When her alarm clock sounded, Mary was already yawning and stretching.
- Çalar saati çaldığında Mary çoktan esnemeye ve gerinmeye başlamıştı.
- Cats and dogs yawn for different reasons.
- Kediler ve köpekler farklı nedenlerle esnerler.
- Every time I looked at him, he was yawning.
- Ona her baktığımda esniyordu.
- You were yawning.
- Esniyordun.
- I tried not to yawn.
- Esnememeye çalıştım.
- You were yawning.
- Sen esniyordun.
- He yawned widely.
- Ağzını aça aça esnedi.
- I couldn't help yawning.
- Kendimi esnemekten alamadım.
- Tom says he saw Mary yawning.
- Tom Mary'nin esnediğini gördüğünü söylüyor.
- Try not to yawn.
- Esnememeye çalış.
- We yawn when we are short of oxygen.
- Oksijenimiz azaldığında esneriz.
- Cover your mouth when you cough, sneeze, or yawn.
- Öksürürken, hapşırırken veya esnerken ağzınızı kapatın.
- Mary's covering her mouth and yawning.
- Mary ağzını kapatıp esniyor.
- It was so boring that I almost yawned.
- O kadar sıkıcıydı ki neredeyse esnedim.
- I like to yawn.
- Esnemeyi severim.
- Cover your mouth when you cough, sneeze, or yawn.
- Öksürürken, hapşırırken ya da esnerken ağzınızı kapatın.
- You're yawning.
- Esniyorsun.
- He yawned widely.
- O, ağzını ayırarak esnedi.
- Tom yawned and rubbed sleep from his eyes.
- Tom esnedi ve gözlerindeki uykuyu sildi.
- It was so boring that I almost yawned.
- O kadar sıkıcıydı ki neredeyse esniyordum.
- Tom suppressed a yawn.
- Tom bir esnemeyi bastırdı.
Show More (52)
|
