| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | rehearse f. | prova yapmak | ||
|
He is rehearsing his proposal. Yapacağı evlenme teklifi için prova yapıyor. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | rehearse f. | prova etmek | ||
|
They rehearsed for the play for weeks. Haftalarca oyunu prova ettiler. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | rehearse f. | tekrarlamak | ||
|
The president only rehearsed his statements about the protesters in his last speech. Başkan son konuşmasında sadece protestocularla ilgili açıklamalarını tekrarladı. More Sentences |
||||
| Genel | rehearse f. | sayıp dökmek | ||
| Genel | rehearse f. | prova etmek (oyun/müzik vb'ni) | ||
| Genel | rehearse f. | ezberden okumak | ||
| Genel | rehearse f. | nakletmek | ||
| Genel | rehearse f. | yinelemek | ||
| Genel | rehearse f. | anlatmak | ||
| Genel | rehearse f. | (insan veya hayvanı) oyun, şov, vb. için eğitmek | ||
| Genel | rehearse f. | ayrıntılarıyla anlatmak | ||
| Genel | rehearse f. | tekrarlatarak öğretmek | ||
| Genel | rehearse f. | ezberden okumak | ||
| Genel | rehearse f. | tekrarlamak | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | rehearse for f. | için prova yapmak | ||
|
Sami was rehearsing for his big show. Sami büyük şovu için prova yapıyordu. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | rehearse for something f. | bir şey için prova yapmak | ||
| Öbek Fiiller | rehearse for something f. | bir şeyin provasını yapmak | ||
| Öbek Fiiller | rehearse for f. | -in provasını yapmak | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | rehearse new timings i. | yeni zamanlama provası | ||
| Bilgisayar | rehearse-advance on mouse click expr. | prova-fare tıklatıldığında ilerle | ||
