İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | sprain f. | burkmak | ||
Tom sprained his ankle two days before the trip. Tom yolculuğundan iki gün önce ayak bileğini burktu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | sprain f. | burkmak | ||
Tom sprained his ankle two days before the trip. Tom yolculuğundan iki gün önce ayak bileğini burktu. More Sentences |
||||
Genel | sprain i. | burkulma | ||
Genel | sprain i. | burkulma sonrası gelişen şişlik, iltihaplanma, kanama ve renk değişikliği durumu | ||
Genel | sprain f. | burkulmak (bilek/ayak vb) | ||
Genel | sprain f. | burkulmak | ||
Medical | ||||
Medikal | sprain i. | burkulmayla incinme | ||
Botanic | ||||
Botanik | sprain i. | (patateste) kahverengi çürüklük hastalığı | ||
Botanik | sprain i. | patatesin içinde gelişen kahverengi leke | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | sprain f. | (tohum) serpiştirmek |