| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Konuşma Dili | ||
| Konuşma Dili | çıkmak üzere | on the way out expr. |
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Genel | ||
| Genel | neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık | pandemic i. |
| Genel | (yola çıkmak üzere olan misafire içki ikram edilen) kurt biçimli gümüş kadeh | stirrup cup i. |
| Genel | tanıklık etmek üzere tanık kürsüsüne çıkmak | take the witness stand f. |
| Öbek Fiiller | ||
| Öbek Fiiller | (belirli bir yere gitmek üzere) yola çıkmak | leave for some place f. |
| Öbek Fiiller | parayı tamamlamak üzere birisine para çıkmak | hand out f. |
| Öbek Fiiller | (bir yerden ayrılmak üzere) yola çıkmak | ride off f. |
| İfadeler | ||
| İfadeler | kavga çıkmak üzere | there's storm brewing expr. |
| Deyim | ||
| Deyim | (belirli bir yere gitmek üzere) yola çıkmak | leave (for) f. |
| Deyim | çıkmak üzere olmak | be on the way out f. |
| Deyim | dışarı çıkmak üzere olmak | be on the way out f. |
| Hukuk | ||
| Hukuk | mahkemeye çıkmak üzere serbest bırakmak | release on habeas corpus f. |
| Denizcilik | ||
| Denizcilik | sefere çıkmak üzere olmak | be about to sail f. |
| Eğitim | ||
| Eğitim | öğretim amacıyla doktorların önüne çıkmak üzere seçilen bir grup hasta | clinic i. |