Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | çok yabancı | perfect stranger i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | çok yolculu araç şeritlerini kullanabilmek için arabaya alınan yabancı | slug [dialect] i. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (birine) çok yabancı | (it's all) greek to (one) [cliché ] expr. |
Idioms | ||
Deyim | çok da yabancı değil | not a hundred/thousand/million miles away/from here expr. |
Deyim | çok da yabancı olmayan | not a hundred/thousand/million miles away/from here expr. |
Deyim | bana çok yabancı | greek to me expr. |
Deyim | bu şey bana çok yabancı | that's (all) greek to me expr. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | ekonomik güçlük dönemlerinde bazı nakit akımlarının giriş olasılığını artırmak düşüncesi ile çok uluslu şirketin yabancı ülke şubelerinden ana merkeze yapılan nakit akımlarını lisans ücretleri farklı bölümlere ayırmak | unbundle f. |