Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | ölüyor | fixing to die (ftd) expr. |
Idioms | ||
Deyim | ölüyor | knocking on heaven's door s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | bir şeyden ölüyor olmak | be dying of something f. |
Idioms | ||
Deyim | ölüyor olmak | be knocking on heaven's door f. |
Speaking | ||
Konuşma | bu çocuklar boşuna ölüyor | these boys are dying in vain expr. |
Konuşma | beyin hücrelerin yavaş yavaş ölüyor | your brain cells are slowly dying expr. |
Konuşma | bunu yapmak için ölüyor | he's dying to make it expr. |
Modern Slang | ||
Modern Argo | sonunda da işte herkes ölüyor/öldü (sıkıcı bir hikayeyi hızlıca bitirmek için kullanılan bir ifade) | and then everyone died... expr. |