Geçmiş

(birinin/bir şeyin) önünde

"(birinin/bir şeyin) önünde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrases
1	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önünde	ahead of (someone or something) ed.
2	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önünde	ahead of (someone or something) ed.
3	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önünde	in front of (someone or something) expr.
Colloquial
4	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde	in someone's (or something's) way expr.
5	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde	in the way of someone or something expr.
6	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde	in the way of (someone or something) expr.
Idioms
7	Deyim	(birinin/bir şeyin) önünde	before (someone or something) expr.

"(birinin/bir şeyin) önünde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde gitmek	go before (someone or something) f.
2	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde gitmek	go before (someone or something) f.
3	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) biri veya bir şey önünde avukatı, vekili olarak temsilcisi olmak	represent to (someone or something) f.
4	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak	stretch away from (someone or something) f.
5	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin önünde eğilmek	bow before someone or something f.
6	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin önünde el pençe divan durmak	bow before someone or something f.
7	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin önünde saygıyla eğilmek	bow before someone or something f.
8	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde gelmek	come before (someone or something) f.
9	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde olmak	keep ahead (of someone or something) f.
10	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde tutmak	keep ahead (of someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek	kneel before (someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	kneel before (someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek	kneel before (someone or something) f.
14	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek	kneel down before (someone or something) f.
15	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	kneel down before (someone or something) f.
16	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek	kneel down before (someone or something) f.
17	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak	lie ahead of (someone or something) f.
18	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak	lie before (someone or something) f.
19	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önünde tutmak	place (someone or something) before (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek	prostrate (oneself) before (someone or something) f.
21	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek	prostrate (oneself) before (someone or something) f.
22	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önünde olmak/kalmak	remain ahead of (someone or something) f.
23	Öbek Fiiller	(bir şeyden) dolayı (birinin/bir şeyin) önünde saygı ile eğilmek	revere (someone or something) for (something) f.
24	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak	romp all over (someone or something) f.
25	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak	romp on (someone or something) f.
Phrases
26	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önünde/önüne	up before (someone or something) expr.
Colloquial
27	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in someone's (or something's) way expr.
28	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in the way of someone or something expr.
29	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in the way of (someone or something) expr.
Idioms
30	Deyim	(birinin/bir şeyin) önünde saygıyla eğilmek	be in awe (of someone or something) f.
31	Deyim	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	be one jump ahead (of somebody/something) f.
32	Deyim	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) f.
33	Deyim	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	be one jump ahead (of somebody/something) f.
34	Deyim	(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) f.
35	Deyim	birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak	get a jump on someone/something f.
36	Deyim	birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak	get the jump on someone/something [us] f.
37	Deyim	(birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak	keep one step ahead (of someone or something) f.
38	Deyim	(birinin/bir şeyin) bir adım önünde	a step ahead (of somebody/something) expr.
39	Deyim	(birinin/bir şeyin) bir adım önünde	one step ahead (of somebody/something) expr.
40	Deyim	(birinin/bir şeyin) tam gözünün önünde	in full view (of someone or something) expr.
41	Deyim	kabak gibi (birinin/bir şeyin) gözünün önünde	in full view (of someone or something) expr.
42	Deyim	(birinin/bir şeyin) iki adım önünde	two jumps ahead (of someone or something) expr.
43	Deyim	(birinin/bir şeyin) iki adım önünde	two leaps ahead (of someone or something) expr.
44	Deyim	(birinin/bir şeyin) iki adım önünde	two steps ahead (of someone or something) expr.