Geçmiş

(birinin/bir şeyin) önüne

"(birinin/bir şeyin) önüne" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrases
1	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önüne	ahead of (someone or something) ed.
2	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önüne	ahead of (someone or something) ed.
3	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önüne	in front of (someone or something) expr.
Colloquial
4	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önüne	in someone's (or something's) way expr.
5	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önüne	in the way of someone or something expr.
6	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önüne	in the way of (someone or something) expr.
Idioms
7	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne	before (someone or something) expr.

"(birinin/bir şeyin) önüne" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	pull away from (someone or something) f.
2	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) arkasına/önüne park etmek	park (someone or something) in f.
3	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne (bir şey) getirmek	bring (something) before (someone or something) f.
4	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne çıkmak	come before (someone or something) f.
5	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	draw ahead (of someone or something ) f.
6	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	get ahead of (someone or something) f.
7	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yatırmak	lay (someone or something) before (someone or something) f.
8	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak	lay (someone or something) before (someone or something) f.
9	Öbek Fiiller	(bir konuyu, durumu, meseleyi birinin/bir şeyin) önüne getirmek	lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] f.
10	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak/dizmek/yerleştirmek	place (someone or something) before (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	pull ahead (of someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak	put (someone or something) ahead of (someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yerleştirmek	put (someone or something) ahead of (someone or something) f.
14	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak	put (someone or something) before (someone or something) f.
15	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne/huzuruna çıkarmak	put (someone or something) before (someone or something) f.
16	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak	put (someone or something) in front of (someone or something) f.
17	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yerleştirmek	put (someone or something) in front of (someone or something) f.
18	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne koşmak	run up to (someone, something, or some place) f.
19	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne gidivermek	run up to (someone, something, or some place) f.
20	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) tam önüne gitmek/geçmek	step up to (someone or something) f.
Phrases
21	İfadeler	(birinin/bir şeyin) önünde/önüne	up before (someone or something) expr.
Colloquial
22	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	get past (someone or something) f.
23	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	get past (someone or something) f.
Idioms
24	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	get the drop on (someone or something) f.
25	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	have the drop on (someone or something) f.
26	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne çekmek	pull in front (of someone or something) f.
27	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	pull in front (of someone or something) f.
28	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne atlamak	make a dive (for someone or something) f.
29	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal a march over (someone or something) f.
30	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal a march over (someone or something) f.
31	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal a march upon (someone or something) f.
32	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal a march upon (someone or something) f.
33	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal the march over (someone or something) f.
34	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal the march over (someone or something) f.
35	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal the march upon (someone or something) f.
36	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal the march upon (someone or something) f.
37	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	get the jump on (someone or something) f.
38	Deyim	birinin/bir şeyin son anda yolunu kesmek/önüne geçmek	head someone or something off at the pass f.
39	Deyim	birinin/bir şeyin son anda yolunu kesmek/önüne geçmek	cut someone or something off at the pass f.
40	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal a march on (someone or something) f.
41	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal a march on (someone or something) f.
42	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	steal the march on (someone or something) f.
43	Deyim	bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek	steal the march on (someone or something) f.
44	Deyim	(birinin/bir şeyin) tam önüne gitmek/geçmek	step right up to (someone or something) f.
45	Deyim	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek	take precedence over (someone or something) f.