Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | (biriyle) bir arada | face to face (with somebody) expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (biriyle ya da bir şeyle) bir arada yaşamak | coexist with (someone or something) f. |
Öbek Fiiller | biriyle ya da bir şeyle bir arada yaşamak | coexist with someone or something f. |
Öbek Fiiller | (biriyle/bir şeyle) sorunsuz bir arada olabilmek | fall in with (someone or something) f. |
Phrases | ||
İfadeler | (biriyle/bir şeyle) bir arada | in conjunction with (someone or something) expr. |
Idioms | ||
Deyim | (biriyle/birileriyle) bir arada olmak | rub elbows with (someone) f. |
Deyim | (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak | work hand and glove with (someone or something) f. |
Deyim | (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak | work hand in glove with (someone or something) f. |