a horse

"a horse" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 222 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	ride a horse f.	at sürmek
Tom is the one who taught Mary how to ride a horse. Mary'ye at sürmeyi öğreten kişi Tom'dur. More Sentences
2	Genel	ride a horse f.	ata binmek
I can't ride a horse. Ben ata binemem. More Sentences
3	Genel	a dark horse i.	kapalı kutu
4	Genel	withers of a horse i.	cıdağı
5	Genel	a horse of another color i.	tamamıyla farklı bir konu
6	Genel	ride a horse f.	at binmek
7	Genel	mount a horse f.	ata binmek
8	Genel	eat like a horse f.	öküz gibi yemek
9	Genel	compete in a horse race f.	at yarışı yapmak
10	Genel	ride a high horse f.	büyüklük taslamak
11	Genel	eat like a horse f.	kurt gibi yemek yemek
12	Genel	eat like a horse f.	ayı gibi yemek
13	Genel	fall off a horse f.	attan düşmek
14	Genel	flog a dead horse f.	boşa uğraşmak
15	Genel	ride (a horse) at full gallop f.	dörtnala koşturmak
16	Genel	ride (a horse) at full gallop f.	dört nala koşturmak
17	Genel	work like a horse f.	eşek gibi çalışmak
18	Genel	bet on a horse race f.	altılı oynamak
19	Genel	fit (a horse) with a horseshoe f.	nal çakmak
20	Genel	fit (a horse) with a shoe f.	nal çakmak
21	Genel	mount a horse backwards f.	ata ters binmek
22	Genel	saddle up a horse f.	ata eyer/semer takmak
23	Genel	put a saddle on a horse f.	bir ata eyer/semer vurmak
24	Genel	put a saddle on a horse f.	ata eyer/semer takmak
25	Genel	saddle a horse up f.	ata eyer/semer vurmak
26	Genel	get on a horse f.	ata binmek
27	Genel	draw a horse f.	bir at çizmek
28	Genel	change a horse f.	at sürerken dizgin tutan eli değiştirmek
Phrases
29	İfadeler	it is useless to flog a dead horse expr.	olmayacak duaya amin demek
30	İfadeler	a camel is a horse designed by a committee expr.	kalabalık bir gruptan/komiteden düzgün bir karar çıkmaz
31	İfadeler	a camel is a horse designed by a committee expr.	kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez
32	İfadeler	a camel is a horse designed by a committee expr.	kalabalık bir gruptan/bir komiteden düzgün bir karar çıkması çok zordur
Proverb
33	Atasözü	never look a gift horse in the mouth	beleş atın dişine bakılmaz
34	Atasözü	do not look a gift horse in the mouth	misafir umduğunu değil bulduğunu yer
35	Atasözü	a nod is as good as a wink to a blind horse	arif olan anlar
36	Atasözü	a nod is as good as a wink to a blind horse	anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
37	Atasözü	a nod is as good as a wink to a blind horse	arife tarif gerekmez
38	Atasözü	you can lead a horse to water, but you can't make it drink	birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
39	Atasözü	If two ride on a horse one must ride behind	bir çöplükte iki horoz ötmez
40	Atasözü	for want of a shoe the horse was lost	bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
41	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
42	Atasözü	if two ride on a horse, one must ride behind	bir ipte iki cambaz oynamaz
43	Atasözü	if two ride on a horse, one must ride behind	bir koltukta iki karpuz taşınmaz
44	Atasözü	you can take a horse to water but you can't make him drink	birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
45	Atasözü	you can lead a horse to water but you can't make it drink	zorla güzellik olmaz
46	Atasözü	you can take a horse to water but you can't make him drink	zorla güzellik olmaz
47	Atasözü	don't look a gift horse in the mouth	beleş atın dişine bakılmaz
48	Atasözü	don't look a gift horse in the mouth	bedava gelen şeyde kusur aranmaz
49	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	her kafadan bir ses çıkınca verim alınmaz
50	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	her kafadan bir ses çıkınca işler karışır
51	Atasözü	nothing is so good for the inside of a man as the outside of a horse	at yiğidin yoldaşıdır
52	Atasözü	nothing is so good for the inside of a man as the outside of a horse	at binmek huzur verir/sakinleştirir
53	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	farklı bakış açılarından oluşan bir grubun yaptığı iş bütünlük taşımaz, sonuç verimsiz ve kalitesiz olur
54	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	komitenin tasarladığı at, deveye benzer
55	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez
56	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der kimi kısa
57	Atasözü	a ragged colt may make a good horse	görüntüye/mevcut duruma aldanma
58	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	farklı fikirleri taviz vererek tek bir proje altında toplamanın verimsizliğini anlatan söz
59	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	komisyon kararlarından bir sonuç çıkmaz
60	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	komisyon kararları verimsizdir
61	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	bir grubun tasarladığı at, deveye benzer
62	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	çok kişinin yaptığı işten hayır gelmez
63	Atasözü	a camel is a horse designed by a committee	çok kişiyle yapılan iş eğri büğrü/eciş bücüş olur
64	Atasözü	give a beggar a horse, and he'll ride it to death	çingeneye beylik vermişler önce babasını asmış
65	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir çivi bir nal kurtarır
66	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir mıh bir nal kurtarır
67	Atasözü	for want of a shoe the horse was lost	bir nal bir at kurtarır
68	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir nal bir at kurtarır
69	Atasözü	a ragged colt may make a good horse	çirkin bir ördek yavrusu güzel bir kuğuya dönüşebilir
70	Atasözü	a ragged colt may make a good horse	çirkin bir ördek yavrusu aslında güzel bir kuğu olabilir
71	Atasözü	for want of a shoe the horse was lost	bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
72	Atasözü	for want of a shoe the horse was lost	bir çivi bir nal kurtarır
73	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
74	Atasözü	for want of a horse the man was lost	bir çivi bir nal kurtarır
75	Atasözü	you can lead a horse to water but you can't make him drink	zorla güzellik olmaz
76	Atasözü	you can lead a horse to water but you can't make him drink	birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
Colloquial
77	Konuşma Dili	a horse of another color i.	başka bir konu
78	Konuşma Dili	horse of a different color i.	başka bir konu
79	Konuşma Dili	a horse of another colour i.	bambaşka bir konu
80	Konuşma Dili	horse of a different colour i.	bambaşka bir konu
81	Konuşma Dili	a horse of another color i.	bambaşka bir konu
82	Konuşma Dili	horse of a different color i.	bambaşka bir konu
83	Konuşma Dili	horse of a different colour i.	başka bir konu
84	Konuşma Dili	a horse of another colour i.	başka bir konu
85	Konuşma Dili	a willing horse i.	canla başla çalışan
86	Konuşma Dili	a willing horse i.	çalışmayı seven kimse
87	Konuşma Dili	a horse of another color i.	tamamıyla farklı bir konu
88	Konuşma Dili	horse of a different color i.	tamamıyla farklı bir konu
89	Konuşma Dili	a horse of another colour i.	tamamıyla farklı bir konu
90	Konuşma Dili	horse of a different colour i.	tamamıyla farklı bir konu
91	Konuşma Dili	a horse a piece expr.	al birini vur ötekine
92	Konuşma Dili	a horse a piece expr.	ha bu ha o
93	Konuşma Dili	a horse a piece expr.	ikisi de aynı
94	Konuşma Dili	a horse a piece expr.	aynı bokun laciverti
Idioms
95	Deyim	a trojan horse i.	başta güven verip sonradan kötü yüzünü gösteren kimse veya şey
96	Deyim	a stalking horse i.	göstermelik aday
97	Deyim	a one-horse race i.	kazananı baştan belli olan yarışma/seçim
98	Deyim	a charley horse i.	kramp
99	Deyim	a one-horse town i.	küçük ve sakin kasaba
100	Deyim	a stalking horse i.	maşa/kukla
101	Deyim	a dark horse i.	yarışı sürpriz biçimde kazanmış sporcu
102	Deyim	a dark horse i.	yere bakan yürek yakan
103	Deyim	a gift horse i.	hediye olarak verilen şey
104	Deyim	a gift horse i.	defolu/hasarlı hediye
105	Deyim	a gift horse i.	istenmeyen hediye
106	Deyim	a hobby horse i.	birinin hakkında güçlü duygulara sahip olduğu ve konuşmaya bayıldığı bir konu
107	Deyim	a hobby horse i.	gözde konu
108	Deyim	a hobby horse i.	favori konu
109	Deyim	a hobby horse i.	birinin bahsetmeyi en sevdiği konu
110	Deyim	a hobby horse i.	birinin üzerine konuşmayı sevdiği konu
111	Deyim	a horse of another i.	başka bir şey
112	Deyim	a horse of another i.	tamamen başka bir konu
113	Deyim	a horse of another i.	bambaşka bir konu
114	Deyim	a horse of another i.	tamamıyla farklı bir konu
115	Deyim	a horse of another i.	alakasız bir konu
116	Deyim	a trojan horse i.	düşmanının kuyusunu kazan kimse
117	Deyim	a trojan horse i.	düşmanını içten çökerten kimse
118	Deyim	a trojan horse i.	truva atı virüsü
119	Deyim	a trojan horse i.	bilgisayarın güvenlik sistemini kırmak üzere tasarlanmış, verileri bozan veya silen virüs
120	Deyim	a two-horse race i.	iki başlı yarış
121	Deyim	a two-horse race i.	iki başlı mücadele
122	Deyim	a two-horse race i.	sadece iki kişi arasında geçen mücadele
123	Deyim	a two-horse race i.	sadece iki kişinin kazanma şansı olan yarış/mücadele
124	Deyim	look a gift horse in the mouth f.	bulup da bunamak
125	Deyim	see a man about a horse f.	bir yere kadar gitmek
126	Deyim	see a man about a horse f.	ayak yoluna kadar gitmek
127	Deyim	see a man about a horse f.	su dökmeye gitmek
128	Deyim	see a man about a horse f.	ufak bir işini halletmeye gitmek
129	Deyim	see a man about a horse f.	içki almaya gitmek
130	Deyim	be sweating like a horse f.	aşırı terlemek
131	Deyim	sweat like a race horse f.	aşırı terlemek
132	Deyim	sweat like a horse f.	aşırı terlemek
133	Deyim	beat a dead horse f.	boşa uğraşmak
134	Deyim	flog a dead horse f.	boşa nefes tüketmek
135	Deyim	put a horse out to pasture f.	bir atı (çok yaşlı olduğundan) serbest bırakmak
136	Deyim	beat a dead horse f.	boşa kürek çekmek
137	Deyim	flog a dead horse f.	boşa kürek çekmek
138	Deyim	flog a dead horse f.	boşa kürek sallamak
139	Deyim	be flogging a dead horse f.	boşa kürek çekmek
140	Deyim	beat a dead horse f.	boşuna çene yormak
141	Deyim	sweat like a horse f.	çok terlemek
142	Deyim	be sweating like a horse f.	çok terlemek
143	Deyim	sweat like a race horse f.	çok terlemek
144	Deyim	flog a dead horse f.	havanda su dövmek
145	Deyim	beat a dead horse f.	havanda su dövmek
146	Deyim	be flogging a dead horse f.	havanda su dövmek
147	Deyim	work like a horse f.	eşek gibi çalışmak
148	Deyim	flog a dead horse f.	havanda su dökmek
149	Deyim	eat like a horse f.	fil gibi yemek
150	Deyim	flog a dead horse f.	ısıtıp ısıtıp önüne getirmek
151	Deyim	beat a dead horse f.	ısıtıp ısıtıp önüne getirmek
152	Deyim	be as hungry as a horse f.	kurt gibi acıkmak
153	Deyim	get a charley horse f.	kramp girmek
154	Deyim	work like a horse f.	köle gibi çalışmak
155	Deyim	be sweating like a horse f.	kan ter içinde kalmak
156	Deyim	sweat like a race horse f.	kan ter içinde kalmak
157	Deyim	sweat like a horse f.	kan ter içinde kalmak
158	Deyim	have a charley horse f.	kramp girmek
159	Deyim	beat a dead horse f.	lafı uzatmak
160	Deyim	sweat like a horse f.	terden sırılsıklam olmak
161	Deyim	sweat like a race horse f.	terden sırılsıklam olmak
162	Deyim	be sweating like a horse f.	terden sırılsıklam olmak
163	Deyim	be flogging a dead horse f.	zamanını boşa harcamak
164	Deyim	flog a dead horse f.	zamanını boşa harcamak
165	Deyim	ride a horse foaled by an acorn [obsolete ] f.	darağacına asılmak
166	Deyim	ride a horse foaled by an acorn [obsolete ] f.	halka açık olarak infaz edilmek
167	Deyim	ride a horse foaled by an acorn [obsolete ] f.	darağacına asılıp idam edilmek
168	Deyim	ride a horse foaled by an acorn [obsolete ] f.	darağacına gönderilmek
169	Deyim	be flogging a dead horse f.	bir önemi kalmamış bir şeyin üstünde durmaya devam etmek
170	Deyim	be flogging a dead horse f.	bir önemi bir şeye takılıp kalmak
171	Deyim	be flogging a dead horse f.	aynı yerde sayıp durmak
172	Deyim	be flogging a dead horse f.	aynı konunun etrafında dönüp durmak
173	Deyim	could eat a horse f.	kurt gibi aç olmak
174	Deyim	could eat a horse f.	atı bile yiyecek kadar aç olmak
175	Deyim	could eat a horse f.	çok aç olmak
176	Deyim	ride a horse foaled of an acorn [obsolete] f.	halka açık olarak infaz edilmek
177	Deyim	ride a horse foaled of an acorn [obsolete] f.	darağacına asılmak
178	Deyim	ride a horse foaled of an acorn [obsolete] f.	darağacına gönderilmek
179	Deyim	ride a horse foaled of an acorn [obsolete] f.	darağacına asılıp idam edilmek
180	Deyim	(as) strong as a horse s.	dayanıklı
181	Deyim	(as) strong as a horse s.	dağ gibi
182	Deyim	(as) strong as a horse s.	formunda
183	Deyim	(as) strong as a horse s.	zinde
184	Deyim	strong as a horse s.	dayanıklı
185	Deyim	strong as a horse s.	dağ gibi
186	Deyim	strong as a horse s.	boğa kadar güçlü
187	Deyim	as healthy as a horse s.	turp gibi
188	Deyim	enough to choke a horse zf.	çok fazla
189	Deyim	enough to choke a horse zf.	aşırı miktarda
190	Deyim	enough to choke a horse zf.	delicesine
191	Deyim	enough to choke a horse zf.	bok gibi
192	Deyim	enough to choke a horse zf.	fahiş miktarda
193	Deyim	enough to choke a horse zf.	yere göğe sığmayacak kadar
194	Deyim	must not look a gift-horse in the mouth expr.	armağana paha biçilmez
195	Deyim	as strong as a horse expr.	boğa kadar güçlü
196	Deyim	don't look a gift horse in the mouth expr.	hediye atın dişine bakılmaz
197	Deyim	don't look a gift horse in the mouth expr.	üzümünü ye bağını sorma
198	Deyim	on a high horse expr.	yukarıdan bakan
199	Deyim	enough to choke a horse expr.	çok fazla
200	Deyim	enough to choke a horse expr.	bol miktarda
201	Deyim	enough to choke a horse expr.	dünya kadar
202	Deyim	enough to choke a horse expr.	bol bol
203	Deyim	enough to choke a horse expr.	aşırı miktarda
204	Deyim	enough to choke a horse expr.	gereğinden fazla
205	Deyim	don't beat a dead horse expr.	boşuna çene yorma
206	Deyim	don't beat a dead horse expr.	bitmiş bir konuyu açıp durma
207	Deyim	don't beat a dead horse expr.	boşa uğraşma
208	Deyim	don't beat a dead horse expr.	ısıtıp ısıtıp önüme/önümüze getirme
209	Deyim	my kingdom for a horse expr.	onun (ihtiyaç duyduğum şey) için her şeyimi veririm
210	Deyim	my kingdom for a horse expr.	onun (ihtiyaç duyduğum şey) için varımı yoğumu veririm
211	Deyim	my kingdom for a horse expr.	bir ata krallığım
Speaking
212	Konuşma	can he sit a horse? expr.	ata binmeyi biliyor mu?
213	Konuşma	don't look a gift horse in the mouth expr.	bahşiş atın dişine bakılmaz
214	Konuşma	draw a horse expr.	bir at çiz
215	Konuşma	have you ever ridden a horse? expr.	hiç ata bindin mi?
216	Konuşma	have you ever ridden a horse? expr.	hiç at bindin mi?
217	Konuşma	I could eat a horse! expr.	kurt gibi açım
218	Konuşma	I could eat a horse! expr.	o kadar açım ki bir atı bile yiyebilirim
Botanic
219	Botanik	man-on-a-horse (tricholoma flavovirens) i.	hakiki cincile
220	Botanik	man-on-a-horse (tricholoma flavovirens) i.	yapışkan sarı bir şapkası ve sarı renkli lamelleri olan, yenebilen bir çayır mantarı
Slang
221	Argo	piss like a race horse f.	deli gibi işemek
British Slang
222	İngiliz Argosu	hung like a horse / donkey f.	devasa bir penisi olmak