a-one - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a-one



"a-one" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
a-one s. birinci sınıf
a-one s. mükemmel

"a-one" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 121 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a one-off i. bir seferliğine
a one-off i. bir defalığına
a one-room schoolhouse i. tek sınıflık okul binası
a one i. bir bütün
have a one-track mind f. bir konuyu tutturmak
have a one-night stand f. tek gecelik aşk yaşamak
have a one-night stand f. tek gecelik heyecan yaşamak
have a one-night stand f. tek gecelik ilişki yaşamak
be a one f. bir bütün olmak
be a one f. birleşmek
a one s. birinci kalite
devil a one zf. hiç mi hiç
never a one zm. hiç kimse
Phrases
such a one expr. böyle biri
such a one expr. filan kimse
such a one expr. öyle biri
such a one expr. öyle biri ki
Colloquial
a one-night stand i. tek gecelik ilişki
a one-off [brit] i. eşsiz
a one-night stand i. tek atımlık ilişki
a one-off [brit] i. eşi benzeri olmayan
a one-night stand i. bir gecelik macera
a one-off [brit] i. kimseye benzemeyen
a one-night stand i. tek günlük gösteri
a one-off [brit] i. kendine has
a one-night stand i. tek günlük sahne performansı
a one-off [brit] i. türünün tek örneği
a one-off [brit] i. eşi benzeri olmayan
a one-night stand i. bir gecelik macera
a one-night stand i. bir günlük aşk
a one in a thousand chance i. binde bir şans
a one-night stand i. bir gecelik aşk
a one-time thing i. bir kerelik bir şey
a one-day wonder i. geçici heves
a one-track mind i. sabit fikirli
a one-night stand i. tek gecelik aşk serüveni
a one-night stand i. tek gecelik aşk macerası
Idioms
a/one false move i. yanlış bir hareket
a one-in-a-million chance i. milyonda bir ihtimal
a one in a million chance i. milyonda bir ihtimal
a one-way street i. tek yönlü ilişki
a/one false move i. hatalı bir davranış
a one-in-a-million chance i. çok düşük bir ihtimal
a one in a million chance i. çok düşük bir ihtimal
a one-way street i. tek taraflı ilişki
a/one false move i. en ufak bir falso
a one-in-a-million chance i. çok uzak ihtimal
a one in a million chance i. çok uzak ihtimal
a one-in-a-million chance i. yok denecek kadar az şans
a one in a million chance i. yok denecek kadar az şans
a one-in-a-million chance i. çok zayıf ihtimal
a one in a million chance i. çok zayıf ihtimal
a one-in-a-million chance i. binde bir çıkacak fırsat
a one-in-a-million chance i. çok zor/zayıf ihtimal
a one-in-a-million chance i. şansı/fırsatı/olasılığı binde bir olma
a one in a million chance i. binde bir çıkacak fırsat
a one in a million chance i. çok zor/zayıf ihtimal
a one in a million chance i. şansı/fırsatı/olasılığı binde bir olma
a one-two punch i. aynı anda veya arka arkaya meydana gelen iki olumsuz durum
a one-way ticket to something i. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket to something i. kaçınılmaz
a one-horse race i. kazananı baştan belli olan yarışma/seçim
a one-way ticket to something i. kurtuluşu olmayan
a one-horse town i. küçük ve sakin kasaba
a one-hit wonder i. sadece tek bir şarkı ile ünlü olmuş sonradan unutulmuş kimse
a one-hit wonder i. tek atımlık barut
a one-man band i. tek kişilik grup/bando
a one-man band i. tek kişilik dev kadro
a one-day wonder i. kısa süreli bir heves
a one-day wonder i. kısa süreli/geçici bir merak konusu
a one-day wonder i. geçici bir etki
a one-day wonder i. geçici/kısa süreli bir başarı
a one-day wonder i. gelip geçici bir heves
a one-trick pony [us] i. tek bir marifeti/becerisi olan kimse, grup, şey
a one-trick pony [us] i. tek yönlü kimse, grup, şey
a one-trick pony [us] i. tek bir alanda uzman/başarılı olan kimse, grup, şey
a one-trick pony [us] i. sadece tek bir işi becerebilen kimse, grup, şey
a one-trick pony [us] i. yetenekleri sınırlı olan kimse, grup, şey
a one-way ticket to (somewhere or something) i. (bir yere/bir şeye) geri dönüşü olmayan bir yol
a one-way ticket to (somewhere or something) i. kaçınılmaz olarak sonu (bir yerde/bir şeyle) bitecek bir yol/durum
be (a) one for (something) f. (bir şeyde) uzman/ biri olmak
be (a) one for (something) f. (bir şeyden) hoşlanan biri olmak
be (a) one for (something) f. (bir şeyi) seven/yapan biri olmak
be (a) one for (something) f. (bir şeyi) yapmaktan hoşlanmak
have as much chance as a one-legged man in a butt kicking contest f. hiç şansı olmamak
have a one-track mind f. sadece tek bir konuyu düşünmek
do a one-eighty f. (kararından vb) yüz seksen derece dönmek
do a one-eighty f. (kararından vb) 180 derece dönmek
be (a) one for something/for doing something f. bir şeyde/bir şeyi yapmakta uzman biri olmak
be (a) one for something/for doing something f. bir şeyden/bir şeyi yapmaktan hoşlanan biri olmak
be (a) one for something/for doing something f. bir şeyi seven/yapmayı seven biri olmak
be a one-way street f. tek yönlü bir ilişki olmak
be a one-way street f. tek taraflı bir ilişki olmak
be a one-way street f. tek tarafın çıkar sağladığı bir durum/anlaşma olmak
be a one-way street f. tek tarafın yararına bir anlaşma/durum olmak
(as) busy as a one-armed paperhanger (with an itch) s. çok/aşırı meşgul
(as) busy as a one-armed paperhanger (with an itch) s. çok/aşırı yoğun
(as) busy as a one-armed paperhanger (with an itch) s. başını kaşıyacak vakti olmayan
(as) busy as a one-armed paperhanger (with an itch) s. arı gibi
as busy as a one-armed paperhanger expr. arı gibi
as busy as a one-armed paperhanger expr. arı gibi meşgul/yoğun
busy as a one-armed paperhanger expr. aşırı meşgul
as busy as a one-armed paperhanger expr. aşırı meşgul
busy as a one-armed paperhanger expr. aşırı yoğun
as busy as a one-armed paperhanger expr. aşırı yoğun
busy as a one-armed paperhanger expr. çok yoğun
busy as a one-armed paperhanger expr. çok meşgul
as busy as a one-armed paperhanger expr. çok meşgul
a (one) hell of a expr. çok (fazla)
as busy as a one-armed paperhanger expr. çok yoğun
a (one) hell of a expr. son derece (fazla)
a one-way ticket expr. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket expr. kaçınılmaz
a one-way ticket expr. kurtuluşu olmayan
Speaking
I've never had a one-night stand expr. hiç tek gecelik ilişki yaşamadım
Football
a one-two i. duvar pası
a one-two i. verkaç
Slang
be busier than a one-legged man in a butt-kicking contest f. başını kaşıyacak vakti olmamak
be busier than a one-legged man in a butt-kicking contest f. çok meşgul/yoğun olmak
a/one hell of a... expr. çok kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey
a/one hell of a... expr. son derece kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey