İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Genel | ||||
Genel | adverse effect i. | ters etki | ||
Flashes of desire might create adverse effects because a "want" will push you to risk. Arzu pırıltıları ters etki yaratabilir, çünkü "istek" sizi riske sokar. More Sentences |
||||
Medikal | ||||
Medikal | adverse effect i. | olumsuz etki | ||
There would be a number of adverse effects if we did so. Eğer böyle yaparsak bir dizi olumsuz etkisi olacaktır. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | adverse effect i. | aksi tesir | ||
Medikal | ||||
Medikal | adverse effect i. | advers etki | ||
Psikoloji | ||||
Psikoloji | adverse effect i. | istenmeyen etki |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Ticaret/Ekonomi | ||
Ticaret/Ekonomi | material adverse effect i. | önemli bir olumsuz etki |
Ticaret/Ekonomi | material adverse effect i. | maddi olumsuz etki |
Ticaret/Ekonomi | material adverse effect i. | önemli olumsuz etki |
Medikal | ||
Medikal | adverse effect level i. | olumsuz etki düzeyi |
Medikal | lowest observed adverse effect level i. | gözlenen en düşük beklenmeyen etki düzeyi |
Medikal | adverse health effect i. | sağlığa olumsuz etkiler |
Medikal | lowest-observed-adverse-effect level i. | gözlenen en düşük beklenmeyen etki düzeyi |
Medikal | lowest-observed-adverse-effect level i. | gözlenen en düşük beklenmeyen etki seviyesi |
Medikal | No observable adverse effect level (NOAEL) i. | hiçbir olumsuz etkinin görülmediği düzey |
Medikal | loael (lowest observed adverse effect level) i. | en az yan etki gözlenme düzeyi |
Gıda | ||
Gıda | no observable adverse effect level i. | olumsuz etki gözlenmeyen doz |