| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | afternoons zf. | öğleden sonraları | ||
|
Too often we have to come to this Chamber on a Thursday afternoon to make speeches we would rather not have to make. Çoğu zaman Perşembe öğleden sonraları bu Meclise gelerek yapmak istemediğimiz konuşmaları yapmak zorunda kalıyoruz. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | in the afternoons zf. | öğleden sonraları | ||
|
Clubs that organise voluntary activities in the afternoon often do valuable work. Öğleden sonraları gönüllü faaliyetler düzenleyen kulüpler genellikle değerli işler yapmaktadır. More Sentences |
||||
