İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | attacker i. | saldırgan | ||
The attackers checked the passengers' religious identity. Saldırganlar yolcuların dini kimliklerini kontrol etmişler. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | attacker i. | saldıran kişi | ||
Sport | ||||
Spor | attacker i. | hücum oyuncusu |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | an unknown attacker i. | kimliği belirsiz bir saldırgan |
Genel | save someone from the attacker f. | birini saldırgandan kurtarmak |
Speaking | ||
Konuşma | is the attacker armed? expr. | saldırgan silahlı mı? |
Law | ||
Hukuk | armed attacker i. | silahlı saldırgan |