be part of - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

be part of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"be part of" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be part of f. parçası olmak

"be part of" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be a part and parcel of f. bir şeyin önemli bir öğesi olmak
be a part of f. parçası olmak
not to be a part of f. bir parçası olmamak
no longer to be a part of f. devre dışı kalmak
be an integral part of something f. bir bütünün parçasını oluşturmak
be an integral part of f. ayrılmaz parçası olmak
be an indivisible part of f. ayrılmaz parçası olmak
be an inseparable part of f. ayrılmaz parçası olmak
be part of something f. parçası olmak
be part of something f. bir parçası olmak
be a part of something f. bir şeylerin bir parçası olmak
be a part of solution f. çözümün bir parçası olmak
be a part of a team f. bir takımın parçası olmak
Phrases
to be a part of it expr. bunun bir parçası olmak için
Idioms
be part of the furniture f. bir yerin müdavimi/gediklisi olmak
be a part and parcel of f. bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak
be part of the furniture f. bir yerin demirbaşı olmak
be part of life's rich tapestry f. hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
be all part of life's rich pageant f. hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
be part of life's rich pageant f. hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
be all part of life's rich tapestry f. hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
be art and part of (something) f. (bir şeyin) aktif bir parçası/katılımcısı olmak
be art and part of (something) f. (bir şeyin) parçası olmak
be art and part of (something) f. (bir şeyin) içinde olmak/yer almak
be art and part of (something) f. (bir şeye) karışmış/bulaşmış olmak
be art and part of f. katılımcısı olmak
be art and part of f. parçası olmak
be art and part of f. içinde olmak/yer almak
be art and part of f. karışmış/bulaşmış olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin önemli bir parçası olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin temeli olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak
Speaking
I don't want to be a part of this expr. bunun bir parçası olmak istemiyorum
be part of a change you want to see in the world expr. dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
Politics
it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. i. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir
be a part of f. kapsamı dahilinde olmak