İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Yaygın Kullanım | ||||
Yaygın Kullanım | be aware of f. | farkında olmak | ||
We need to be aware of the value of time. Zamanın değerinin farkında olmalıyız. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | be aware of f. | farkında olmak | ||
We have to be aware of that. Bunun farkında olmalıyız. More Sentences |
||||
Genel | be aware of f. | haberdar olmak | ||
Tom said that he was aware of the ongoing conspiracy. Tom devam eden komplodan haberdar olduğunu söyledi. More Sentences |
||||
Genel | be aware of f. | duymak | ||
Genel | be aware of f. | çakmak | ||
Genel | be aware of f. | bilgisi olmak | ||
Eski Kullanım | ||||
Eski Kullanım | be aware of f. | agah olmak |