Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
bir şey bulmak
"bir şey bulmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
bir şey bulmak
come by something
f.
"bir şey bulmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
eşyaları arasında bir şey bulmak
find something among one's belongings
f.
2
Genel
bir şey için zaman bulmak
get around to
f.
3
Genel
bir şey bulmak için (bir yeri) dolaşmak
troll
f.
Phrasals
4
Öbek Fiiller
tuzakta (bir şey, hayvan) bulmak
catch (someone or something) in (something)
f.
5
Öbek Fiiller
(biri veya bir şey hakkında) kafa bulmak
quip about (someone or something)
f.
6
Öbek Fiiller
bir şey bulmak/keşfetmek
hit on something
f.
7
Öbek Fiiller
bir şey bulmak/keşfetmek
hit upon something
f.
8
Öbek Fiiller
toprağı sürerken (bir şey/nesne) ortaya çıkarmak/bulmak
plow something up
f.
9
Öbek Fiiller
biri hakkında hayret verici bir şey bulmak
find someone out
f.
10
Öbek Fiiller
kendinde bir şey yapmanın hakkını bulmak
get off
f.
11
Öbek Fiiller
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak
catch (one) with (someone)
f.
12
Öbek Fiiller
bir şey arasından araçla yolunu bulmak
steer through something
f.
13
Öbek Fiiller
kazara ya da şans eseri (bir şey) bulmak
tumble across (something)
f.
14
Öbek Fiiller
şans eseri (bir şey) bulmak
crack onto (something)
f.
15
Öbek Fiiller
kazara (bir şey) keşfetmek/bulmak
stumble onto (something)
f.
16
Öbek Fiiller
şans eseri (bir şey) keşfetmek/bulmak
stumble onto (something)
f.
17
Öbek Fiiller
tesadüfen (bir şey) keşfetmek/bulmak
stumble onto (something)
f.
18
Öbek Fiiller
(bir şey yapma) cesaretini bulmak
bring (someone or oneself) to (do something)
f.
19
Öbek Fiiller
(bir şey yapma) azmini bulmak
bring (someone or oneself) to (do something)
f.
20
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak
come up with (something)
f.
21
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
conjure someone or something up
f.
22
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
conjure up
f.
23
Öbek Fiiller
şans eseri (bir şey) bulmak
crack onto (something)
f.
24
Öbek Fiiller
düşünüp bir şey bulmak
dream something up
f.
25
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine someone or something for something
f.
26
Öbek Fiiller
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek
examine (one) for (something)
f.
27
Öbek Fiiller
umulmadık şekilde (bir şey) bulmak
fall on (someone or something)
f.
28
Öbek Fiiller
umulmadık şekilde (bir şey) bulmak
fall onto (someone or something)
f.
29
Öbek Fiiller
(bir şey) yapacak gücü, enerjiyi kendinde bulmak
feel up to (something)
f.
30
Öbek Fiiller
(bir şey bulmak için bir şeyin) içini karıştırmak
hunt through (something) (for something)
f.
31
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak
latch onto (something)
f.
32
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için arayıp taramak
rummage around for (something)
f.
33
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için ortalığın altını üstüne getirmek
rummage around for (something)
f.
34
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için her tarafı aramak
rummage around for (something)
f.
35
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için didik didik aramak
rummage around for (something)
f.
36
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) arayıp taramak
rummage around in (something) for (something)
f.
37
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek
rummage around in (something) for (something)
f.
38
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) her tarafını aramak
rummage around in (something) for (something)
f.
39
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) didik didik aramak
rummage around in (something) for (something)
f.
40
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) arayıp taramak
rummage through (something) (for something)
f.
41
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek
rummage through (something) (for something)
f.
42
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) her tarafını aramak
rummage through (something) (for something)
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) didik didik aramak
rummage through (something) (for something)
f.
44
Öbek Fiiller
birini/bir şey bulmak
scare someone or something up
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (sağa sola/etrafa) bakınmak
scavenge (around) for (something)
f.
46
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için etrafın altını üstüne getirmek
scavenge (around) for (something)
f.
47
Öbek Fiiller
(birini/bir şey) bulmak için uğraşmak
scrounge around (for someone or something)
f.
48
Öbek Fiiller
(birini/bir şey) bulmak için her yanı aramak
scrounge around (for someone or something)
f.
49
Öbek Fiiller
(bedava) bir şey bulmak için uğraşmak
scrounge around
f.
50
Öbek Fiiller
tesadüfen (bir şey) bulmak
stumble across (something)
f.
51
Öbek Fiiller
tesadüfen (bir şey) bulmak
stumble against (something)
f.
52
Öbek Fiiller
tesadüfen (bir şey) bulmak
stumble on (something)
f.
53
Öbek Fiiller
tesadüfen (bir şey) bulmak
stumble upon (someone or something)
f.
54
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak
tumble upon (something)
f.
Colloquial
55
Konuşma Dili
(bir şey) bulmak
land (something)
f.
Idioms
56
Deyim
(bir şey yapmaya) yüz bulmak
have the brass face to (do something)
f.
57
Deyim
(bir şey yapmaya) yüz bulmak
have the face to (do something)
f.
58
Deyim
(bir şey yapma) şansı bulmak
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
59
Deyim
bir şey yapma şansı bulmak
see one's way to
f.
60
Deyim
(bir şey yapma) şansı bulmak
see your way clear to do (or doing) something
f.
61
Deyim
çok değerli bir şey bulmak
strike oil
f.
62
Deyim
kendini bir şey yaparken bulmak (şaşkınlıkla)
catch oneself doing something
f.
63
Deyim
yeni bir şey bulmak
break new ground
f.
64
Deyim
(bir şey yapmak için) zaman bulmak/ayırmak
take the time (to do something)
f.
65
Deyim
(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
find (oneself) in the market for (something)
f.
66
Deyim
kendini (bir şey) olmuş bulmak
find (oneself) with (something)
f.
67
Deyim
bir şey yapmanın çok iyi bir yolunu bulmak
have the right idea
f.
68
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yerin altını üstüne getirmek
be beating the bushes (for someone or something)
f.
69
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için çok uğraşmak
beat the bushes (for someone or something)
f.
70
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için uzun uzun aramak
beat the bushes (for someone or something)
f.
71
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yere bakmak
beat the bushes (for someone or something)
f.
72
Deyim
(kendini bir şey) yaparken bulmak
end up doing
f.
73
Deyim
(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
find oneself in the market
f.
74
Deyim
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak
get the lowdown (on someone or something)
f.
75
Deyim
(biri/bir şey/kendi) için vakit bulmak
get time for (someone, something, or oneself)
f.
76
Deyim
(bir şey) için (birine/bir şeye) suç bulmak
place the blame for (something) on (someone or something)
f.
77
Deyim
(bir şey) için (birine/bir şeye) suç bulmak
place the blame on (someone or something) for (something)
f.
78
Deyim
bir şey yapma şansı bulmak/şansını yakalamak
see your way to doing something
f.
79
Deyim
(bir şey yapmayı) uygun bulmak
think fit (to do something)
f.
80
Deyim
(bir şey) arasından/içerisinden yolunu bulmak
wind (one's) way through (something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şey bulmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy