break-down - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

break-down

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"break-down" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Cinema
break-down i. döküm

"break-down" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
break down f. bozulmak
General
break down f. parçalamak
break down f. vurup devirmek
break down f. arızalanmak
break down f. ruhen yıkılmak
break down into f. ayırmak
break down f. yıkılmak
break down f. yıkmak
break down f. çökmek
break down f. bölmek
break down f. bozmak
break down f. arıza meydana gelmek
break down f. kendinden geçmek
break down the lesson f. dersi asmak
break down the lesson f. dersi kırmak
break down f. kendini tutamayıp ağlamak
break down f. kırmak
break down f. kendini kaybetmek
break down f. arıza yapmak
break down f. analiz etmek
break down f. listelemek
break down in tears f. gözünden yaşlar boşalmak
break down one's prejudices f. önyargılarını yıkmak
break down f. parçalanmak
have a nervous break down f. sinir krizi geçirmek
break down the prejudices f. önyargıları yıkmak
break down the prejudices f. önyargıları kırmak
break down f. ayrıntılı döküm yapmak
break down f. çürütmek
break down f. çürümek
break down f. bozmak
break down f. kapıyı zorlamak
break down f. tonunu yumuşatmak
break down f. (kauçuk) plastikleştirmek
break down f. (kauçuk) yumuşatmak
break down f. pes etmek
break down f. (at) topuk eklemini destekleyen bağ dokuları veya kemikleri ciddi şekilde zedelemek
break down f. sindirmek
Phrasals
break down f. ayrıntılandırmak
break down f. ayrıntılarına kadar açıklamak
break down f. ayrıntılı olarak sunmak
break down f. bitkin düşmek
break down f. çökmek
break down f. tükenmek
break down f. yok olmak
break down f. yıkılıp gitmek
break down f. toplumsal bir engeli ortadan kaldırmak
break down f. ayrıştırmak
break down f. bileşenlerine indirgemek
break down f. zorla yaptırmak
break down f. baskıyla yaptırmak
break down f. direncini kırmak
break down f. baskıya dayanamamak
break down f. razı olmak
break down f. kabul etmek
break (down) f. yanlışlığını kanıtlamak
break (down) f. çürütmek
Idioms
break down and cry f. sinirleri boşanıp ağlamak
break down and cry f. dağılıp/çözülüp ağlamak
break down and cry f. kontrolünü kaybedip ağlamak
break down and cry f. kendini tutamayıp ağlamak
(one's marriage) to break down f. evliliği bitmek
(one's marriage) to break down f. yuvası yıkılmak
break down and cry f. kendini kaybedip ağlamak
break down and cry f. duygularına yenik düşerek ağlamak
break down and cry f. metanetini koruyamayıp ağlamak
break down and cry f. koyuverip ağlamak
Trade/Economic
break down f. iflas etmek
Politics
break down f. çöküntüye uğramak
Technical
light break down mill i. hafif ezmeli hadde
blade break-down i. kanat dağılması
blade break-down i. kanat parçalanması
break down of engine i. motor arızası
break down f. arıza vermek
break down f. bozulmak
break down f. işlenmez hale gelmek
break down f. işlemez duruma gelmek
Electric
break down voltage i. atlama voltajı
Chemistry
break down f. çözünmek
break down f. çözündürmek
break down f. ayrışmak
break down f. ayrıştırmak
Forestry
break down [new zealand] f. (iri kütüğü) kalaslar halinde kesmek
Music
communication break down i. 1969 led zeppelin'in led zeppelin adlı albümünden şarkı