İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | bulldozer i. | yoldüzer | ||
The construction crew employed a bulldozer to clear the debris. İnşaat ekibi, enkazı temizlemek için bir yoldüzer kullandı. More Sentences |
||||
Genel | bulldozer i. | buldozer | ||
Where is the evidence that taking bulldozers to the runway in Gaza airport is a contribution to the security of Israel? Gazze havaalanındaki piste buldozerlerin girmesinin İsrail'in güvenliğine katkı sağlayacağına dair kanıtlar nerede? More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | bulldozer i. | buldozer | ||
I also want a bulldozer. Ayrıca bir buldozer istiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bulldozer i. | dozer | ||
Genel | bulldozer i. | kabadayı | ||
Genel | bulldozer i. | zorba | ||
Technical | ||||
Teknik | bulldozer i. | arazi düzeltme makinesi | ||
Teknik | bulldozer i. | dozer | ||
Teknik | bulldozer i. | yoldüzler |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | all-wheel bulldozer i. | lastik tekerlekli dozer |
Genel | flatten with a bulldozer f. | buldozer ile düzleştirmek |
Genel | level with a bulldozer f. | dozerle düzlemek |
Genel | flatten with a bulldozer f. | dozerle düzlemek |
Genel | flatten with a bulldozer f. | buldozerle düzlemek |
Technical | ||
Teknik | straight bulldozer i. | düz bıçaklı dozer |
Teknik | tilt brace (bulldozer) i. | mekanik tilt kolu |
Construction | ||
İnşaat | caterpillar bulldozer i. | paletli dozer |
Marine | ||
Denizcilik | underwater bulldozer i. | sualtı dozeri |