İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dealt s. | uğraşılan |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | dealt out s. | porsiyonlanan |
Öbek Fiiller | dealt out s. | parça parça verilen |
Öbek Fiiller | dealt out s. | parsellenen |
Öbek Fiiller | dealt out s. | bölüm bölüm verilen |
Öbek Fiiller | dealt out s. | üleştirilen |
Öbek Fiiller | dealt out s. | porsiyonlar halinde dağıtılan |
Phrases | ||
İfadeler | he who smelt it dealt it expr. | koktu diyen osururmuş |
Idioms | ||
Deyim | play the hand you're dealt f. | durumu olduğu gibi kabullenmek |
Deyim | play the hand (one) is dealt f. | durumu olduğu gibi kabullenmek |
Deyim | play the hand (one) is dealt f. | içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde değerlendirmek |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | be dealt f. | işlem görmek (borsada) |