| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Konuşma Dili | ||
| Konuşma Dili | dissatisfied with s. | -den memnun kalmamış |
| Konuşma Dili | dissatisfied with s. | -den hoşlanmamış |
| Konuşma Dili | dissatisfied with s. | -den tatmin olmamış |
| Konuşma Dili | dissatisfied with s. | -den hayal kırıklığına uğramış |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Konuşma Dili | ||||
| Konuşma Dili | dissatisfied with (someone or something) s. | (birinden/bir şeyden) memnun kalmamış | ||
|
We can return to it if colleagues remain dissatisfied with the matter. Eğer meslektaşlarımız bu konudan memnun kalmazlarsa bu konuya geri dönebiliriz. More Sentences |
||||
| Konuşma Dili | dissatisfied with (someone or something) s. | (birinden/bir şeyden) tatmin olmamış | ||
|
She was dissatisfied with the service at the hotel where she stayed. Kaldığı oteldeki hizmetten tatmin olmamıştı. More Sentences |
||||
| Genel | ||||
| Genel | be dissatisfied with f. | memnuniyetsiz olmak | ||
| Genel | be dissatisfied with f. | hoşnut olmamak | ||
| Genel | dissatisfied with what one has s. | gözü dışarıda | ||
| Konuşma Dili | ||||
| Konuşma Dili | dissatisfied with (someone or something) s. | (birinden/bir şeyden) hayal kırıklığına uğramış | ||
| Konuşma Dili | dissatisfied with (someone or something) s. | (birinden/bir şeyden) hoşlanmamış | ||
