do wrong - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

do wrong

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"do wrong" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
General
do wrong f. hata yapmak
do wrong f. haksızlık etmek
do wrong f. kötülük yapmak
do wrong f. yanlış bir şey yapmak
do wrong f. yamuk yapmak
do wrong f. hatalı davranmak

"do wrong" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
General
do something wrong f. kabahat işlemek
do (something) wrong (to someone) f. yamuk yapmak
do no wrong f. yanlışı olmamak
do no wrong f. bir şeyde hatası olmamak
do no wrong f. yanlış yapmamak
Colloquial
do someone wrong f. birine yanlış yapmak
do someone wrong f. birine kazık atmak
do someone wrong f. birine ihanet etmek
do someone wrong f. birine hainlik etmek
do someone wrong f. birine haksız davranmak
do someone wrong f. birini mağdur etmek
Idioms
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr. (biri) ne kadar çabalarsa çabalasın başaramıyor
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr. (biri) tüm çabalarına rağmen hep başarısız oluyor
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr. (biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr. (biri) ne yapsa olmuyor
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr. (biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor
Speaking
what do you think is wrong with me? expr. benim sorunum ne sence?
what do you think is wrong with me? expr. benim neyim var sence?
where did I do wrong? expr. ben nerede yanlış yaptım?
what did I ever do wrong? expr. hiç yanlış bir şey yaptım mı?
what did I do wrong? expr. ne yanlış yaptım?
what did we do wrong? expr. nerede hata yaptık?
where did I do wrong? expr. nerede yanlış yaptım?
you didn't do anything wrong expr. yanlış bir şey yapmadın
did I do something wrong? expr. yanlış bir şey mi yaptım?
Slang
say or do something wrong f. bok yemek
do no wrong f. kelek atmamak
do (one) wrong f. (birine) yanlış yapmak
do (one) wrong f. (birini) kandırmak/dolandırmak
do (one) wrong f. (birine) kazık atmak
do (one) wrong f. (birine) ihanet etmek
do (one) wrong f. (birine) hainlik etmek
do (one) wrong f. (birine) haksız davranmak
do (one) wrong f. (birini) mağdur etmek