hangs - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hangs

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hangs" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Marine
hangs i. kültür balığını avlamak için set

"hangs" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

İngilizce Türkçe
Proverb
a creaking door hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
a creaking gate hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
heavy hangs the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
heavy hangs the head that wears the crown büyük başın derdi büyük olur
a creaking door hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
a creaking door hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
a creaking gate hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
a creaking gate hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
creaking door hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
creaking door hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
creaking door hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
creaking gate hangs longest hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü
creaking gate hangs longest genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar
creaking gate hangs longest genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar
Colloquial
people she/he hangs out with i. birlikte takıldığı insanlar
Idioms
a cloud hangs over (someone or something) i. üzerinde kara bulutlar olma
a cloud hangs over (someone or something) i. üzerinde kara bulutlar dolaşma
a sword of damocles hangs over somebody's head i. başının üstünde demokles'in kılıcının sallanması
a sword of damocles hangs over i. başının üstünde demokles'in kılıcının sallanması
a cloud hangs over somebody/something i. birinin/bir şeyin üzerinde kara bulutlar dolaşmak
a cloud hangs over somebody/something i. birinin/bir şeyin üzerinde kara bulutlar olmak
a question mark hangs over somebody/something i. biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
a question mark hangs over somebody/something i. biri/bir şey hakkında soru işareti
a question mark hangs over somebody/something i. biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
a cloud hangs over (someone or something) f. (bir şeyin ya da birinin) üzerinde kara bulutlar dolaşmak
a sword of damocles hangs over f. demokles'in kılıcı gibi sallanmak
a sword of damocles hangs over somebody's head f. demokles'in kılıcı gibi sallanmak
time hangs heavy on someone's hands f. zaman geçmek bilmemek
a sword of damocles hangs over (one) f. (birinin) üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
the sword of damocles hangs over (one) f. (birinin) üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
the sword of damocles hangs over (one's) head f. (birinin) başının üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
a sword of damocles hangs over (one's) head f. (birinin) başının üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
time hangs heavy (on your hands) f. zaman geçmek bilmiyor
time hangs heavy (on your hands) f. zaman geçmek bilmemek
(one's) tongue hangs out expr. ağzının suyu akmak
(one's) tongue hangs out expr. ağzı açık ayran budalası gibi olmak
therein hangs a tale expr. bunun arkasında başka bir iş var
therein hangs a tale expr. bunun arkasında başka bir şey var
thereby hangs a tale expr. bunun arkasında başka bir iş var
thereby hangs a tale expr. bunun arkasında başka bir şey var
thereby hangs a tale expr. bunun bir hikayesi var
thereby/therein hangs a tale expr. çok uzun hikaye
time hangs heavy on someone's hands expr. zaman geçmek bilmiyor
the goose hangs high [old-fashioned] expr. her şey çok güzel (olacak)
the goose hangs high [old-fashioned] expr. her şey çok cazip (olacak)
the goose hangs high [old-fashioned] expr. her şey çok keyifli (olacak)
the goose hangs high [old-fashioned] expr. her şey iyiye gidiyor/gidecek
the goose hangs high [old-fashioned] expr. her şey düzeliyor/düzelecek
the goose hangs high expr. her şey istediği/hoşlandığı gibi
the goose hangs high expr. her şey zevkine/ağız tadına uygun
the goose hangs high expr. her şey beğenisine uygun
the goose hangs high expr. her şey yolunda
the sword of damocles hangs over someone's head expr. diken üstünde
the sword of damocles hangs over someone's head expr. birinin tepesinde/üstünde sallanan demokles'in kılıcı
the sword of damocles hangs over someone's head expr. her an tehlikede
damocles' sword hangs over (one) expr. diken üstünde
damocles' sword hangs over (one) expr. demokles'in kılıcı üzerinde sallanıyor
damocles' sword hangs over (one) expr. her an tehlikede
damocles' sword hangs over (one's) head expr. diken üstünde
damocles' sword hangs over (one's) head expr. demokles'in kılıcı üzerinde sallanıyor
damocles' sword hangs over (one's) head expr. her an tehlikede
thereby hangs a tale expr. bunun bir hikayesi var
thereby hangs a tale expr. bunun arkasında başka bir şey var
thereby hangs a tale expr. bunun altında yatan bir hikaye var
time hangs heavy expr. zaman geçmek bilmiyor
time hangs heavy on hands expr. zaman geçmek bilmiyor
time hangs heavy on hands expr. zaman geçmek bilmemek
Speaking
his life hangs by a thread expr. hayatı pamuk ipliğine bağlı