Geçmiş

hareket özgürlüğü

"hareket özgürlüğü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	hareket özgürlüğü	rope i.
2	Genel	hareket özgürlüğü	freedom of action i.
3	Genel	hareket özgürlüğü	way i.
Idioms
4	Deyim	hareket özgürlüğü	freedom of maneuver i.
5	Deyim	hareket özgürlüğü	freedom of for manoeuvre i.
6	Deyim	hareket özgürlüğü	room for manoeuvre i.

"hareket özgürlüğü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	dolaşım/hareket özgürlüğü	freedom of movement i.
2	Genel	(zarar verme ihtimali yüksekken) hareket özgürlüğü	rope i.
Idioms
3	Deyim	sınırsız hareket özgürlüğü	free hand i.
4	Deyim	istediği gibi hareket etme özgürlüğü	elbow room f.
5	Deyim	kafasına göre hareket etme özgürlüğü	elbow room f.
6	Deyim	istediğini yapma/istediği gibi hareket etme özgürlüğü verilmek	get/have a free hand f.
7	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give (one) a blank check f.
8	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give (one) carte blanche f.
9	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give (one) free rein f.
10	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give (one) full rein f.
11	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give a blank check to (one) f.
12	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give free rein to (one) f.
13	Deyim	(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give full rein to (one) f.
14	Deyim	(birine/bir şeye) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give rein to (someone or something) f.
15	Deyim	birine istediğini yapma/kafasına göre hareket etme özgürlüğü vermek/tanımak	give somebody their head f.
16	Deyim	birine/bir şeye istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give/allow somebody/something free/full rein f.
17	Deyim	birine/bir şeye istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek	give/allow free/full rein to somebody/something f.
Politics
18	Siyasal	hareket veya düşünce özgürlüğü kapsamı	wiggle room i.