Geçmiş

have (something) for (someone or something)

"have (something) for (someone or something)" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	have (something) for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için (bir şeyi) olmak
2	Öbek Fiiller	have (something) for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için (bir çözümü) olmak

"have (something) for (someone or something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	have low regard for someone (or something) f.	metelik vermemek
Idioms
2	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için dikkat kesilmek
3	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için gözünü dört açmak
4	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
5	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için dikkat kesilmek
6	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için gözünü dört açmak
7	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
8	Deyim	have (a) use for someone or something f.	birine/bir şeye ihtiyacı olmak
9	Deyim	have (a) use for someone or something f.	birine/bir şeye gereksinim duymak
10	Deyim	have (a) use for someone or something f.	birinden/bir şeyden hoşlanmak
11	Deyim	have (a) use for someone or something f.	birini/bir şeyi sevmek
12	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
13	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) dikkat etmek
14	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için dikkat kesilmek
15	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
16	Deyim	have (one's) eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için gözünü dört açmak
17	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
18	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) dikkat etmek
19	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için dikkat kesilmek
20	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
21	Deyim	have an eye out for (someone or something) f.	(biri/bir şey) için gözünü dört açmak
22	Deyim	have (someone or something) for breakfast f.	(birini/bir şeyi) kolayca yenmek
23	Deyim	have (someone or something) for breakfast f.	(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak
24	Deyim	have (someone or something) for breakfast f.	(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek
25	Deyim	have (someone or something) for breakfast f.	(birini/bir şeyi) zorlanmadan alt etmek
26	Deyim	have a hand for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) yardım etmek
27	Deyim	have a hard-on for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
28	Deyim	have a hard-on for (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) intikam almak istemek
29	Deyim	have a hard-on for (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) canına okumak istemek
30	Deyim	have a hard-on for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) fiziksel zarar vermek istemek
31	Deyim	have a look for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak
32	Deyim	have a weak spot for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
33	Deyim	have a weak spot for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) zaafı olmak
34	Deyim	have a weakness for someone or something f.	(birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
35	Deyim	have a weakness for someone or something f.	(birine/bir şeye) zaafı olmak
36	Deyim	have eyes for (someone or something) f.	(birinde/bir şeyde) gözü olmak
37	Deyim	have got the hots for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) çok çekici bulmak
38	Deyim	have got the hots for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) çok hoş bulmak
39	Deyim	have no words for (someone or something) f.	(birine/bir şeye) diyecek lafı/sözü olmamak
40	Deyim	have no words for (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek
41	Deyim	have no words for (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında diyecek lafı/sözü olmamak
42	Deyim	have nothing going for (someone or something) f.	hiçbir şey (birinin/bir şeyin) istediği gibi gitmemek/olmamak
43	Deyim	have nothing going for (someone or something) f.	hiçbir şey (birinin/bir şeyin) lehinde/avantajına olmamak
44	Deyim	have (a) use for someone or something f.	biri/bir şey işine yaramak