have a word - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

have a word



"have a word" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
have a word f. iki çift laf etmek/laflamak
have a word f. konuşmak
have a word f. çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak
have a word f. müzakere etmek
have a word f. görüşmek
have a word f. biraz konuşmak

"have a word" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have a word or two f. iki çift laf etmek
not to have a good word to say for f. hep tenkit etmek
have a word with someone f. biriyle konuşmak
not to have a good word to say for f. -i hep tenkit etmek
not to have a good word to say for f. -i hiç beğenmemek
not have such a word in one's vocabulary f. lügatında öyle bir kelime olmamak
Idioms
have a quick word with f. ayaküstü muhabbet etmek
have a word in somebody's ear f. birisinin kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word in somebody's ear f. biriyle özel konuşmak
have a quick word with f. çabucak bir şeyler konuşmak
have a quick word with f. fazla zamanını almadan ayaküstü bir şey konuşmak
have a quick word with f. iki çift laflamak
have a word (with somebody) (about something) f. (biriyle bir şey hakkında) ayaküstü konuşmak
have a word (with somebody) (about something) f. (biriyle bir şey hakkında) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak
have a word (with somebody) (about something) f. (biriyle bir şey hakkında) özel olarak konuşmak
have a word (with somebody) (about something) f. (birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek
have a word in (one's) ear f. (biriyle) ayaküstü konuşmak
have a word in (one's) ear f. (biriyle) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak
have a word in (one's) ear f. (biriyle) özel olarak konuşmak
have a word in (one's) ear f. (biriyle/birine) iki çift laf etmek
have a word in (one's) ear f. (birinin) kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word in someone's ear f. (biriyle) ayaküstü konuşmak
have a word in someone's ear f. (biriyle) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak
have a word in someone's ear f. (biriyle) özel olarak konuşmak
have a word in someone's ear f. (biriyle/birine) iki çift laf etmek
have a word in someone's ear f. (birinin) kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word with f. ile konuşmak
have a word with f. ile görüşmek
have a word with f. ile müzakere etmek
have a word with f. ile biraz konuşmak
have a word with (one) f. (biriyle) konuşmak
have a word with (one) f. (biriyle) görüşmek
have a word with (one) f. (biriyle) müzakere etmek
have a word with (one) f. (biriyle) biraz konuşmak
never have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
never have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
never have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
never have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
never have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
never have a good word to say about (someone of something) f. (birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
never have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
never have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
never have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
never have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
never have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
never have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
never have a good word to say for (someone of something) f. (birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
never have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
not have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
not have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
not have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
not have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
not have a good word to say about (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
not have a good word to say about (someone of something) f. (birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
not have a good word to say about (someone of something) f. (birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
not have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
not have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
not have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
not have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
not have a good word to say for (someone of something) f. (biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
not have a good word to say for (someone of something) f. (birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
not have a good word to say for (someone of something) f. (birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
Speaking
could you turn it down a bit so we could have a word? expr. biraz kıssan da iki laf etsek?
I'd like to have a word with you expr. konuşabilir miyiz?
could I have a word with you? expr. konuşabilir miyiz?
can I have a word with you? expr. seninle biraz konuşabilir miyim?
may I have a word with you? expr. seninle biraz konuşabilir miyim?
I'd like (to have) a word with you? expr. seninle/sizinle biraz konuşabilir miyim?
I'd like (to have) a word with you? expr. biraz konuşabilir miyiz?
I'd like (to have) a word with you? expr. seninle/sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?
I'd like (to have) a word with you? expr. seninle/sizinle hızlıca bir şey konuşabilir miyiz?
I'd like (to have) a word with you? expr. seninle/sizinle kısaca bir şey konuşabilir miyiz?
could I have a word with you? expr. seninle/sizinle biraz konuşabilir miyim?
could I have a word with you? expr. biraz konuşabilir miyiz?
could I have a word with you? expr. seninle/sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?
could I have a word with you? expr. seninle/sizinle hızlıca bir şey konuşabilir miyiz?
could I have a word with you? expr. seninle/sizinle kısaca bir şey konuşabilir miyiz?