have on one - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

have on one



"have on one" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
have on one f. birinin aleyhinde kanıt olmak
have on one f. biri hakkında suçlayıcı kanıt olmak
have on one f. biri hakkında bir suç/kabahat işlediğine dair kanıt olmak

"have on one" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
have one up on somebody f. birinden üstün olmak
have one up on somebody f. birinden bir adım önde olmak
have one up on somebody f. birinden avantajlı durumda olmak
have one up on somebody f. birinden önde olmak
have one up on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
have one up on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
have one up on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
have one up on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
have one up on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
have (something) on (one) f. (birinin) aleyhinde kanıt olmak
have (something) on (one) f. (biri) hakkında suçlayıcı kanıt olmak
have (something) on (one) f. (biri) hakkında bir suç, kabahat işlediğine dair kanıt olmak
have (something) on (one) f. (birinin) uygunsuz bir davranışta bulunduğuna dair kanıt olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı avantaj sahibi olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı üstünlük sağlayacak (bir şeyi) olmak
have (something) on (one) f. üzerinde (bir şey) olmak
have (something) on (one) f. yanında (bir şey) olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı suçlayıcı kanıtı olmak
have (something) on (one) f. birinin bir suç işlediğine, yanlış yaptığına, uygunsuz davrandığına dair kanıtı olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı kanıtı/delili olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı bir avantaj sahibi olmak
have (something) on (one) f. (birine) karşı bir üstünlüğü olmak
have (something) on (one) f. (birinin) üzerinde bir şey olmak
have (something) on (one) f. (birinin) yanında bir şey olmak
Idioms
have one eye on something f. bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birini) hor görmek
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birini) küçümsemek
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (biri) hakkında olumsuz görüşleri olmak
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birisi) hakkında önyargılı davranmak
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birine) karşı peşin hükümlü olmak
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birine) garezi olmak
have a derry on (one) [australia/new zealand] f. (birinden) hiç haz etmemek
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. bir ayağı çukurda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. hayatının sonuna yaklaşmış olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. ölmek üzere olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. bir gözü torağa bakmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. gidici olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. belirsiz bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. her an değişebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. problemli bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel f. pamuk ipliğine bağlı olmak
have one up on somebody f. birinden üstün olmak
have one up on somebody f. birinden bir adım önde olmak
have one up on somebody f. birinden avantajlı durumda olmak
have one up on somebody f. birinden önde olmak
have (one) on a short leash f. (birinin) dizginlerini eline almak
have (one) on a short leash f. (birini) çok sıkı kontrolü altında bulundurmak
have (one) on the run f. (birine) karşı avantajlı olmak
have (one) on toast f. (birinin) ipi ellerinde olmak
have a downer on (one) f. (birinden) hazzetmemek
have a downer on (one) f. (birinden) hoşlanmamak
have one eye on (someone or something) f. bir gözü/dikkati başka (birinde/bir şeyde) olmak
have one eye on something f. bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak
have pity on (one) f. güç durumdaki (birine) acımak
have pity on (one) f. (birine) merhamet duymak
have pity on (one) f. (biri) için üzülmek
have pity on (one) f. (birine) merhamet etmek
have pity on (one) f. (birine) merhamet göstermek
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir belirsizlik içinde
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir kararsızlık içinde
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir değişkenlik içinde
have one foot on a banana peel expr. her an değişebilir bir halde
have one foot on a banana peel expr. kesin/stabil bir durumda değil
have one foot on a banana peel expr. her an bir şey olabilecek gibi
have one foot on a banana peel expr. her an her şey bozulabilirmiş gibi
have one foot on a banana peel expr. her an her şey ayağının altından/elinden kayacakmış gibi
Speaking
I don't have one on me expr. yanımda (hiçbir tane) yok