Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
i time
i time
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"i time"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Computer
1
Bilgisayar
i time
i.
i zamanı
"i time"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrases
1
İfadeler
every time I open
expr.
her açtığımda
2
İfadeler
every time I open
expr.
her açışımda
Colloquial
3
Konuşma Dili
every time I turn around
expr.
ne zaman baksam
4
Konuşma Dili
every time I turn around
expr.
her arkamı dönüşümde
5
Konuşma Dili
every time I turn around
expr.
her seferinde
6
Konuşma Dili
every time I turn around
expr.
bir bakmışsın yine
7
Konuşma Dili
every time I try
expr.
her deneyişimde
8
Konuşma Dili
last time I checked
expr.
son baktığımda
9
Konuşma Dili
I can't remember the last time (something happened)
expr.
(bir şey) en son ne zaman oldu hatırlamıyorum
10
Konuşma Dili
I can't remember the last time (something happened)
expr.
(bir şeyin) en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile
Idioms
11
Deyim
I don't have time to catch my breath
expr.
kafamı kaşıyacak vaktim yok
12
Deyim
I don't have time to breathe
expr.
kafamı kaşıyacak vaktim yok
Speaking
13
Konuşma
I want to spend time with my family
expr.
ailem ile vakit geçirmek istiyorum
14
Konuşma
I want to spend time with my family
expr.
ailemle vakit geçirmek istiyorum
15
Konuşma
I want to do this one more time
expr.
bunu bir daha yapmak istiyorum
16
Konuşma
first time i saw that
expr.
bunu ilk gördüğümde
17
Konuşma
I need some time
expr.
biraz zamana ihtiyacım var
18
Konuşma
I don't have time to catch my breath
expr.
başımı kaşıyacak vaktim yok
19
Konuşma
I don't have time to breathe
expr.
başımı kaşıyacak vaktim yok
20
Konuşma
it's for the best that i take some time off
expr.
bir süreliğine izin alsam çok iyi olacak
21
Konuşma
I can't help you this time
expr.
bu sefer sana yardımcı olamam
22
Konuşma
I got a good feeling this time
expr.
bu sefer içimde iyi bir his var
23
Konuşma
I know this probably isn't the best time
expr.
bunun çok da uygun bir zaman olmadığının farkındayım
24
Konuşma
I don't have time to waste
expr.
boşa harcayacak zamanım yok
25
Konuşma
I read books in my free time
expr.
boş zamanımda kitap okurum
26
Konuşma
I read books in my spare time
expr.
boş zamanlarımda kitap okurum
27
Konuşma
I read books in my spare time
expr.
boş zamanımda kitap okurum
28
Konuşma
I read books in my free time
expr.
boş zamanlarımda kitap okurum
29
Konuşma
I don't have time for this
expr.
bunun için vaktim yok
30
Konuşma
the last time I did it
expr.
bunu en son yaptığımda
31
Konuşma
I need some time
expr.
biraz zamana ihtiyacım var
32
Konuşma
I have a little time
expr.
biraz zamanım var
33
Konuşma
next time I ask you to do something
expr.
bir daha senden bir şey yapmanı istediğimde
34
Konuşma
I don't have a lot of time
expr.
çok zamanım yok
35
Konuşma
I don't have time to catch my breath
expr.
çok meşgulüm
36
Konuşma
I had a lovely time
expr.
çok iyi vakit geçirdim
37
Konuşma
I don't have time to catch my breath
expr.
çok yoğunum
38
Konuşma
I had a lovely time
expr.
çok güzel zaman geçirdim
39
Konuşma
I don't have a lot of time
expr.
çok vaktim yok
40
Konuşma
I don't have time to breathe
expr.
çok meşgulüm
41
Konuşma
I haven't talked about my feelings for a long time
expr.
duygularım hakkında uzun zamandır konuşmadım
42
Konuşma
I had a lovely time
expr.
çok güzel vakit geçirdim
43
Konuşma
I don't think this is the right time
expr.
doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum
44
Konuşma
I don't have time to breathe
expr.
çok yoğunum
45
Konuşma
I won't take up much of your time
expr.
çok vaktinizi almayacağım
46
Konuşma
I owe you big-time
expr.
hakkını ödeyemem
47
Konuşma
I had a good time
expr.
hoş vakit geçirdim
48
Konuşma
I don't have much time
expr.
fazla vaktim yok
49
Konuşma
when i have/can find the time
expr.
fırsat buldukça
50
Konuşma
every time I give it a go
expr.
her deneyişimde
51
Konuşma
I had a nice time
expr.
hoş vakit geçirdim
52
Konuşma
I remember one time
expr.
hatırlıyorum da bir keresinde
53
Konuşma
I bet that happens all the time
expr.
eminim bu sürekli oluyordur
54
Konuşma
I heard it for the first time
expr.
ilk defa duydum
55
Konuşma
the first time I saw
expr.
ilk gördügüm zaman
56
Konuşma
I had a nice time
expr.
iyi vakit geçirdim
57
Konuşma
for the first time I feel like I am alone
expr.
ilk defa kendimi yapayalnız hissediyorum
58
Konuşma
I drove a car for the first time
expr.
ilk kez araba sürdüm
59
Konuşma
I heard it for the first time
expr.
ilk kez duydum
60
Konuşma
I heard you the first time
expr.
ilk dediğinde duydum
61
Konuşma
I had a good time
expr.
iyi vakit geçirdim
62
Konuşma
the first time I saw
expr.
ilk gördüğüm an
63
Konuşma
I drove a car for the first time
expr.
ilk kez araba kullandım
64
Konuşma
when i get some time off work
expr.
işten izin aldığımda
65
Konuşma
how much time do I have?
expr.
ne kadar zamanım var?
66
Konuşma
I paid the rent on time
expr.
kirayı zamanında ödedim
67
Konuşma
I don't have time to breathe
expr.
nefes alacak vaktim yok
68
Konuşma
how are you, i have not seen you for long time
expr.
nasılsın, uzun zamandır seni görmedim
69
Konuşma
I wish I could stop time
expr.
keşke zamanı durdurabilseydim
70
Konuşma
I will go there some time
expr.
oraya münasip bir zamanda giderim
71
Konuşma
I don't have time to catch my breath
expr.
nefes alacak vaktim yok
72
Konuşma
how much time do I have?
expr.
ne kadar zamanım kaldı?
73
Konuşma
every time that i ask her for his number
expr.
ne zaman ondan numarasını istesem
74
Konuşma
every time I turn around
expr.
ne zaman gelsem
75
Konuşma
what have you been doing since the last time I saw you?
expr.
seni son gördüğümden bu yana neler yapıyorsun?
76
Konuşma
I was just passing the time waiting on you
expr.
seni beklerken zaman öldürüyordum
77
Konuşma
I haven't seen you in a long time
expr.
seni uzun zamandır görmüyorum
78
Konuşma
I have not seen you for long time
expr.
seni uzun süredir görmedim
79
Konuşma
did I catch you at a bad time?
expr.
seni kötü bir zamanda mı yakaladım?
80
Konuşma
I haven't seen you in a long time
expr.
seni uzun süredir görmüyorum
81
Konuşma
what have you been up to since the last time I saw you?
expr.
seni son gördüğümden bu yana neler yapıyorsun?
82
Konuşma
I think it's time for us to leave
expr.
sanırım gitme vaktimiz geldi
83
Konuşma
I don't want to spend time with you
expr.
seninle zaman geçirmek istemiyorum
84
Konuşma
I didn't have time to count it
expr.
saymaya vaktim olmadı
85
Konuşma
I was a big-time carnivore
expr.
sıkı bir etoburdum
86
Konuşma
I owe you big time
expr.
sana çok borçluyum
87
Konuşma
I think he's serious this time
expr.
sanırım bu sefer ciddi
88
Konuşma
I saw the war for the first time
expr.
savaşı ilk kez gördüm
89
Konuşma
I haven't seen you in a long time
expr.
sizi uzun zamandır görmüyorum
90
Konuşma
I have not seen you for long a time
expr.
seni uzun zamandır göremiyorum
91
Konuşma
I don't have time to waste with you
expr.
seninle uğraşamam
92
Konuşma
all I need is time
expr.
tek ihtiyacım olan şey zaman
93
Konuşma
I don't have time to argue
expr.
tartışacak vaktim yok
94
Konuşma
I don't have time
expr.
zamanım yok
95
Konuşma
I got nothing but time
expr.
zamanım bol
96
Konuşma
I appreciate you taking the time
expr.
zaman ayırdığınız için müteşekkirim
97
Konuşma
if I have time
expr.
zaman kalırsa
98
Konuşma
I got plenty of time
expr.
zamanım bol
99
Konuşma
I have no time
expr.
zamanım yok
100
Konuşma
if I could go back in time
expr.
zamanda geriye gidebilseydim
101
Konuşma
I may need time
expr.
zamana ihtiyacım olabilir
102
Konuşma
I hope I didn't take too much of your time
expr.
umarım çok vaktini almamışımdır
103
Konuşma
I'm sorry i wasted your time
expr.
vaktini boşa harcadığım için üzgünüm
104
Konuşma
I don't wanna waste your time
expr.
zamanını boşa harcamak istemiyorum
105
Konuşma
I lost track of time
expr.
zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım
106
Konuşma
I have a lot of free time
expr.
çok boş vaktim var
107
Konuşma
I spent time with my friends
expr.
arkadaşlarımla vakit geçirdim
108
Konuşma
I like to read gripping novels in my free time
expr.
boş zamanlarımda sürükleyici roman okumayı severim
109
Konuşma
I like to read gripping novels in my spare time
expr.
boş zamanlarımda sürükleyici roman okumayı severim
110
Konuşma
I like to read novels in my free time
expr.
boş zamanlarımda roman okumayı severim
111
Konuşma
I like to read novels in my spare time
expr.
boş zamanlarımda roman okumayı severim
Slang
112
Argo
I don't have time for this kind of shit
expr.
böyle saçmalıklar için zamanım yok
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of i time
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy