İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | in private zf. | özel bir şekilde |
Genel | in private zf. | mahrem olarak |
Genel | in private zf. | gizli olarak |
Genel | in private zf. | gizlice |
Genel | in private zf. | başkaları yokken |
Genel | in private zf. | baş başa |
Genel | in private zf. | özel olarak |
Law | ||
Hukuk | in private i. | kapalı celse |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | reveal in private f. | içini dökmek | ||
Genel | engage in private speech f. | kendi kendine konuşmak | ||
Genel | work in a private hospital f. | özel bir hastanede çalışmak | ||
Genel | work in a private company f. | özel bir şirkette çalışmak | ||
Phrases | ||||
İfadeler | in private sector expr. | özelde | ||
İfadeler | in private sector expr. | özel sektörde | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | in a private capacity expr. | kendi adına/hesabına | ||
Law | ||||
Hukuk | follow up all transactions at the public and private bodies and agencies in connection therewith i. | bu işlemlerden dolayı bilcümle resmi ve hususi daireler ve kamu kurum ve kuruluşları nezdindeki işlemleri takip ve tedvire | ||
Hukuk | deliberation in private i. | kapalı müzakere | ||
Hukuk | creation of law by judge in private law i. | yargıcın hukuk yaratması | ||
Politics | ||||
Siyasal | interference in private life i. | hayat tarzlarına müdahale | ||
Siyasal | interference in private lives i. | hayat tarzlarına müdahale | ||
Siyasal | interference in private life i. | özel hayata müdahale |