İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | jaundice i. | sarılık (hastalık) |
General | ||
Genel | jaundice i. | düşmanlık |
Genel | jaundice i. | önyargı |
Genel | jaundice i. | karamsarlık |
Genel | jaundice i. | haset |
Genel | jaundice i. | hoşnutsuzluk |
Genel | jaundice i. | kıskançlık |
Genel | jaundice i. | sağduyu yoksunluğu |
Genel | jaundice i. | önyargılılık |
Genel | jaundice i. | sarılık |
Genel | jaundice f. | (kıskançlık/haset yüzünden) sağduyusu kaybetmek |
Genel | jaundice f. | önyargılı olmak |
Genel | jaundice f. | sarılığa yakalanmak |
Genel | jaundice f. | sarılık kapmak |
Genel | jaundice f. | sarılık olmak |
Pathology | ||
Patoloji | jaundice f. | sarılıktan rengi solmak |