karşı şey - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

karşı şey



"karşı şey" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karşı şey counter i.

"karşı şey" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karşı koruyucu (şey) safeguard against i.
bire karşı hiçbir şey one-nil i.
teminat olarak verilen veya karşı tarafın teminat olarak aldığı şey gauge i.
karşı dengeleyen şey stand-off i.
(bir şeye karşı veya bir şey için) çalışmak militate f.
(bir şeye karşı veya bir şey için) çalıştırmak militate f.
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı bir şey hazırlamak mount against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı bir şey başlatmak mount against (someone or something) f.
(bir şeye) karşı (bir şeyi ya da birini bir şey) ile güçlendirmek fortify (someone or something) against (something) with (something) f.
(bir şeye) karşı (bir şeyi ya da birini bir şey) ile sağlamlaştırmak fortify (someone or something) against (something) with (something) f.
birine/bir şeye karşı bir şey başlatmak launch something against someone or something f.
birine/bir şeye karşı bir şey yazmak write something against someone or something f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için misilleme yapmak avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için aynı şekilde karşılık vermek avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
-e karşı (bir şey) beslemek have against f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) başlatmak institute (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) oluşturmak institute (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) getirmek institute (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) uygulamaya koymak institute (something) against (someone or something) f.
karşı (bir şey) başlatmak launch against f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) yapmak make (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) geliştirmek make (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) sunmak make (something) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) düzenlemek make (something) against (someone or something) f.
-e karşı (bir şey) yapmak make against f.
'-e karşı bir şey hazırlamak mount against f.
'-e karşı bir şey başlatmak mount against f.
-e karşı (bir şey) yazmak write against f.
(birine/bir şeye) karşı bir şey yazmak write against (someone or something) f.
Colloquial
bir şekilde, bir şeye karşı, bir şey lehine kullanılabilecek bilgi ammo i.
Idioms
birine karşı hiçbir şey hissetmemek be over someone f.
birine karşı (kötü) bir şey beslemek harbor something against someone f.
birinin yüzüne karşı bir şey söylemek say something right to someone's face f.
birine/bir şeye karşı bir şey yöneltmek direct something against someone or something f.
birine/bir şeye karşı bir şey doğrultmak direct something against someone or something f.
birine/bir şeye karşı olumsuz bir şey yöneltmek direct something against someone or something f.
(birine) karşı yanlış bir şey yapmak get in wrong with (someone) f.
(birinde bir şey yapmaya) karşı ilgi uyandırmak give (someone) an itch to (do something) f.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch to (do something) f.
(birinde bir şey yapmaya) karşı ilgi uyandırmak give (someone) the itch to (do something) f.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch to (do something) f.
bir şeye/bir şey yapmaya tamamen/kesinlikle karşı olmak be set against something/against doing something f.
bir şeye/bir şey yapmaya tamamen/kesinlikle karşı olmak be (dead) set against something/against doing something f.
(birine) karşı (bir şey) vermek give (something) against (one) f.
elinde birine karşı/birinin aleyhinde hiçbir şey olmamak have nothing on somebody f.
bu konuda her şey sana karşı odds are against you there expr.
(bir şey) tehlikesiyle karşı karşıya/burun buruna on the brink of (something) expr.
(bir şey) ihtimaline karşı on the off chance of (something) expr.
Slang
(para/güç/tip gibi) karşı cinsin ilgisini çeken şey pimp juice i.