İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | life line i. | avuç içinde görülen yaşam çizgisi |
Genel | life line i. | cankurtaran halatı |
Genel | life line i. | (avuç içi) hayat çizgisi |
Genel | life line i. | (avuç içi) yaşam çizgisi |
Technical | ||
Teknik | life line i. | cankurtaran halat |
Marine | ||
Denizcilik | life line i. | belirli bir yere sadece bir kere yapılacak nakliyatta kullanılan rota |
Denizcilik | life line i. | büyük önemi olan deniz rotası |
Denizcilik | life line i. | cankurtaran halatı |
Denizcilik | life line i. | can halatı |
Denizcilik | life line i. | ticari rota |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | life-line i. | cankurtaran halatı | ||
Genel | life line support i. | can suyu desteği | ||
Genel | line of life i. | (avuç içi) hayat çizgisi | ||
Genel | line of life i. | (avuç içi) yaşam çizgisi | ||
Genel | put one's life on the line f. | hayatını riske sokmak | ||
Genel | put one's life on the line f. | hayatını riske atmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | put one’s life on the line f. | hayatını riske atmak | ||
Konuşma Dili | put one’s life on the line f. | hayatını tehlikeye atmak | ||
Idioms | ||||
Deyim | lay (one's) life on the line f. | hayatını tehlikeye atmak | ||
Deyim | lay (one's) life on the line f. | hayatını riske atmak | ||
Deyim | lay (one's) life on the line f. | hayatı pahasına bir şeyi yapmak | ||
Military | ||||
Askeri | first line life i. | birlikte geçen süre |