|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
not what it looks like f.
|
göründüğü gibi olmamak |
|
Phrases |
|
2 |
İfadeler |
it looks like expr.
|
anlaşılan o ki |
|
3 |
İfadeler |
looks to me like expr.
|
bana öyle geliyor ki |
|
4 |
İfadeler |
it looks like that expr.
|
görünen o ki |
|
5 |
İfadeler |
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr.
|
görünen köy kılavuz istemez |
|
6 |
İfadeler |
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr.
|
aşikar |
|
7 |
İfadeler |
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr.
|
her şey ortada |
|
Proverb |
|
8 |
Atasözü |
to a man with a hammer, everything looks like a nail
|
elinde çekiç olan herşeyi çivi görür |
|
9 |
Atasözü |
if you have a hammer, everything looks like a nail
|
çekiç elindeyse her şey çivi olur |
|
10 |
Atasözü |
it looks like a duck and swims like a duck, then it is a duck
|
görünen köy kılavuz istemez |
|
11 |
Atasözü |
if all you have is a hammer, everything looks like a nail
|
çekiç elindeyse her şey çivi olur |
|
12 |
Atasözü |
if all you have is a hammer, everything looks like a nail
|
elinde sadece çekiç varsa her şey çivi olur |
|
Colloquial |
|
13 |
Konuşma Dili |
describe what he looks like expr.
|
onun görünüşünü tarif et |
|
Idioms |
|
14 |
Deyim |
it looks like a duck and swims like a duck, then it is a duck expr.
|
göründüğü gibi |
|
15 |
Deyim |
it looks like a duck and swims like a duck, then it is a duck expr.
|
neyse o |
|
Speaking |
|
16 |
Konuşma |
he looks like he's in pain expr.
|
acı çekiyormuş gibi görünüyor |
|
17 |
Konuşma |
looks kind of like you expr.
|
biraz sana benziyor |
|
18 |
Konuşma |
he looks nothing like me expr.
|
bana hiç benzemiyor/çekmemiş |
|
19 |
Konuşma |
it looks like there might have been a struggle expr.
|
bir mücadele yaşanmış gibi görünüyor |
|
|
20 |
Konuşma |
i think it's what it looks like expr.
|
bence olay göründüğü gibi |
|
21 |
Konuşma |
so it looks like expr.
|
görünen o ki |
|
22 |
Konuşma |
it looks like I'm pregnant expr.
|
görünüşe göre hamileyim |
|
23 |
Konuşma |
it looks like that expr.
|
görünüşe bakılırsa |
|
24 |
Konuşma |
this is not what it looks like expr.
|
göründüğü gibi değil |
|
25 |
Konuşma |
that's not what it looks like expr.
|
öyle görünmüyor |
|
26 |
Konuşma |
it looks like it will continue to do so expr.
|
olmaya devam edecek gibi görünüyor |
|
27 |
Konuşma |
we don't know what he looks like expr.
|
neye benzediğini bilmiyoruz |
|
28 |
Konuşma |
If it looks like a duck walks like a duck expr.
|
öyleyse/öyle diyorlarsa öyledir |
|
29 |
Konuşma |
it looks like we got something in common expr.
|
ortak bir yönümüz var gibi görünüyor |
|
30 |
Konuşma |
I don't know what he looks like expr.
|
neye benzediğini bilmiyorum |
|
31 |
Konuşma |
it looks like there's somebody else there expr.
|
sanki orada bir başkası varmış gibi görünüyor |
|
32 |
Konuşma |
it looks like rain expr.
|
yağmur yağacağa benziyor |
|
33 |
Konuşma |
it looks like rain expr.
|
yağmur yağacak gibi |
|
34 |
Konuşma |
it looks like it's going to rain expr.
|
yağmur yağacak gibi |
|