İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | northernmost s. | en kuzeydeki | ||
As the European Parliament's northernmost Member, I know how important these proposals are in practice. Avrupa Parlamentosu'nun en kuzeydeki üyesi olarak bu önerilerin pratikte ne kadar önemli olduğunu biliyorum. More Sentences |