nothing in - Türkçe İngilizce Sözlük

nothing in

"nothing in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

İngilizce Türkçe
General
expecting nothing in return i. fisebilillah
have nothing in common f. hiçbir ortak yanı bulunmamak
get nothing in return f. karşılığında birşey almamak
receive nothing in return f. karşılığında birşey almamak
receive nothing in return f. karşılığında bir şey almamak
take nothing in return f. karşılığında bir şey almamak
take nothing in return f. karşılığında hiçbir şey almamak
receive nothing in return f. karşılığında hiçbir şey almamak
get nothing in return f. karşılığında bir şey almamak
get nothing in return f. karşılığında hiçbir şey almamak
take nothing in return f. karşılığında birşey almamak
expecting nothing in return s. beklentisiz
in nothing flat zf. süratle
in nothing flat zf. hızla
Colloquial
nothing in (something) expr. (bir şeyde) önemsenecek bir şey yok
nothing in (something) expr. (bir şeyin) bir önemi/değeri yok
nothing in (something) expr. (bir şeyin) güvenilirliği yok
nothing in (something) expr. (bir şeyin) doğru/gerçek bir yanı yok
nothing in (something) expr. (bir şey) fos
nothing in (something) expr. (bir şeyin) içi boş
nothing in it expr. gerçek/doğru bir yanı yok
nothing in it expr. önemsenecek/kayda değer bir şey yok
nothing in it expr. doğruluk/gerçeklik payı yok
nothing in it expr. fos
nothing in it expr. içi boş
nothing in it expr. eşit gibi
nothing in it expr. neredeyse eşit
nothing in it expr. neredeyse aynı durumda/eşit konumda
nothing in it expr. pek bir fark yok
nothing in it expr. gözle görülür/kayda değer bir fark yok
(there's) nothing in it expr. eşit gibi
(there's) nothing in it expr. neredeyse eşit
(there's) nothing in it expr. neredeyse aynı durumda/eşit konumda
(there's) nothing in it expr. pek bir fark yok
(there's) nothing in it expr. gözle görülür/kayda değer bir fark yok
(there's) nothing in it expr. (bir söylentinin, raporun, hikayenin) gerçek/doğru bir yanı yok
(there's) nothing in it expr. (bir söylentide, raporda, hikayede) önemsenecek/kayda değer bir şey yok
(there's) nothing in it expr. (bir söylentinin, raporun, hikayenin) doğruluk/gerçeklik payı yok
(there's) nothing in it expr. (bir söylenti, rapor, hikaye) fos
(there's) nothing in it expr. (bir söylentinin, raporun, hikayenin) içi boş
anything/nothing/something in it expr. doğruluk payı
anything/nothing/something in it expr. doğruluk unsuru
anything/nothing/something in it expr. doğru bir yan/taraf
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin herhangi bir kazancı
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin herhangi bir çıkarı
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin çıkarına/yararına olabilecek bir şey
nothing in it for (one) expr. (birine) bir faydası yok
nothing in it for (one) expr. (birinin) eline geçen bir şey yok
Idioms
in nothing flat expr. çabucak
in nothing flat expr. hızla
in nothing flat expr. süratle
in nothing flat expr. yıldırım gibi
when in doubt, do nothing expr. tereddütteyken harekete geçme
when in doubt, do nothing expr. emin değilsen yapma
when in doubt, do nothing expr. şüphelerin varsa bir şey yapmaktan kaçın
Speaking
in nothing flat expr. çok geçmeden
nothing can stand in our way expr. hiçbir şey yolumuza çıkamayat
nothing will stand in our way expr. hiçbir şey yolumuza çıkamayacak
there is nothing in sight expr. görünürde bir şey yok
nothing can stand in your way expr. hiçbir şey önünüze geçemez