İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | on the lines of (something) expr. | (bir şeye) çok benzer |
İfadeler | on the lines of (something) expr. | (bir şeye) çok yakın |
İfadeler | on the lines of (something) expr. | (bir şeye) kabaca/genel hatlarıyla benzer |
İfadeler | on the lines of (something) expr. | (bir şey) tarzında |
İfadeler | on the lines of (something) expr. | (bir şeye) üç aşağı beş yukarı benzer |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | be on the lines of (something) f. | (bir şeyin) çizgisinde/çizgisine yakın olmak |
Deyim | be on the lines of (something) f. | (bir şeye) yakın/benzer olmak |
Deyim | be on the lines of (something) f. | (bir şey) gibi olmak |
Deyim | be on the lines of (something) f. | (bir şeye) benzemek |
Deyim | be on the lines of (something) f. | (bir şey) tarzında/tarzına yakın olmak |
Deyim | on the front lines of something expr. | ön saflarında |