on-time - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

on-time

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"on-time" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 79 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
on time zf. vaktinde
General
percentage of on-time deliveries i. zamanıda yapılan teslimatların yüzdesi
saving on time i. zamandan tasarruf
saving on time i. zaman tasarrufu
limitation on time i. zamansal kısıtlama
pay on time i. zamanında ödeme
payment on time i. zamanında ödeme
on-time payment i. gününde ödeme
on-time payment i. zamanında ödeme
deliver on time f. zamanında teslim etmek
fail to catch the bus on time f. otobüsü kaçırmak
make the delivery on time f. teslim tarihine uymak
enter class on time f. derse zamanında girmek
do homework on time f. ödevi zamanında yapmak
brake on time f. zamanında fren yapmak
pay on time f. zamanında ödemek
come to class on time f. derse zamanında gelmek
attend the class on-time f. derse zamanında gelmek
go to school on time f. okula zamanında gitmek
go to bed on time f. zamanında uyumak
sleep on time f. zamanında uyumak
run on time f. (tren/otobüs) vaktinde hareket etmek
right on time zf. tam vaktinde
on time zf. dakikası dakikasına
right on time zf. tam zamanında
right on time zf. tam belirlenen zamanda
bang on time zf. dakikası dakikasına
on time zf. tam zamanında
on time zf. vakitli
dead on time zf. tam vaktinde
bang on time zf. tam zamanında
on time zf. zamanında
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time geç olsun da güç olmasın
(it's) better to be late than be dead on time hiç olmamasındansa geç olması daha iyidir
(it's) better to be late than be dead on time hiç varamamaktansa geç varmak daha iyidir
(it's) better to be late than be dead on time zamanında olması için hayati risk almaktansa geç olması daha iyidir
(it's) better to be late than be dead on time zamanında varmak için hayatını riske atmaktansa geç varmak daha iyidir
Colloquial
to barely make it on time f. zar zor yetişmek
to barely make it on time f. ucu ucuna yetişmek
to barely make it on time f. kıl payı yetişmek
to barely make it on time f. son anda yetişmek
Idioms
buy something on time f. taksitle satın almak
be short on time f. yeterli vakti olmamak
be short on time f. zamanı kısıtlı olmak
be short on time f. vakti kısıtlı olmak
buy something on time f. vadeli satın almak
be short on time f. vakti az olmak
be short on time f. vakti dar olmak
buy something on time f. veresiye satın almak
barely make it on time f. zar zor yetişmek
barely make it on time f. ucu ucuna yetiştirmek
barely make it on time f. kıl payı tamamlamak
barely make it on time f. son anda bitirmek
buy (something) on time f. (bir şeyi) kredi kartıyla satın almak
buy on time f. taksitle satın almak
buy on time f. krediyle satın almak
buy on time f. vadeli satın almak
buy on time f. veresiye satın almak
Speaking
get home on time expr. eve zamanında gel
come home on time expr. eve zamanında gel
I paid the rent on time expr. kirayı zamanında ödedim
do your homework on time expr. ödevinizi zamanında yapın
come to school on time expr. okula zamanında gel
do your homework on time expr. ödevini zamanında yap
they're right on time expr. vaktinde geldiler
try to be on time expr. zamanında olmaya çalışın
were the casualties taken to hospital on time? expr. yaralılar hastaneye zamanında götürüldü mü?
pay on time expr. zamanında öde
Trade/Economic
delivery on time i. zamanında teslim
on-time delivery i. zamanında teslimat
purchased on time s. zamanında satın alınmış
on time in full (otif) zf. zamanında ve eksiksiz
on time zf. taksitle ödeyerek
Computer
flash on time i. zamanında yanıp sönme
on time zf. zamanında
Telecom
on time i. çalışma zamanı
Transportation
on-time delivery i. vaktinde teslim
Chess
on time zf. oyuncunun süresinin bitmesiyle
British Slang
lemon and lime (rhyming slang on time) i. zaman