İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | prima facie s. | ilk bakışta olan |
Genel | prima facie s. | ilk izlenime göre değerlendirilen |
Genel | prima facie s. | genel olarak uygulanabilir olup belirli bir durumda askıya alınabilen |
Genel | prima facie s. | aksi ispatlanana kadar geçerli olan |
Genel | prima facie zf. | ilk bakışta |
Genel | prima facie zf. | açık bir şekilde |
Genel | prima facie zf. | aşikar olarak |
Genel | prima facie zf. | tartışmasız bir şekilde |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | prima facie expr. | dış görünüşe göre |
Politics | ||
Siyasal | prima facie zf. | vehleten |
Siyasal | prima facie zf. | ilk intiba üzerine |
Siyasal | prima facie zf. | ilk bakışta |
Latin | ||
Latince | prima facie expr. | dış görünüşe göre |
Latince | prima facie expr. | ilk bakışta |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | prima facie evidence i. | tersi kesinlik kazanıncaya kadar geçerli olan kanıt | ||
Law | ||||
Hukuk | prima facie evidence i. | aksi kanıtlanmadıkça doğru sayılan delil | ||
Hukuk | prima facie evidence i. | aksi kanıtlanmadıkça doğru sayılan kanıt | ||
Hukuk | prima facie evidence i. | delil başlangıcı | ||
Hukuk | prima facie case i. | ilk bakışta haklı görülen dava | ||
Hukuk | prima facie evidence i. | karineden sayılan delil | ||
Hukuk | prima facie evidence i. | kesin olmayan karine | ||
Hukuk | prima facie evidence i. | tersi ispatlanmadıkça geçerli olan delil | ||
Hukuk | prima-facie evidence i. | aksi belirtilmediği sürece bir gerçeğin doğruluğunu varsaymaya yeterli kanıt | ||
Politics | ||||
Siyasal | prima facie refugee i. | varışta mülteci |