| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Yaygın Kullanım | ||||
| Yaygın Kullanım | public order i. | kamu düzeni | ||
|
They must restore public order. Kamu düzenini sağlamak zorundalar. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | public order i. | asayiş | ||
| Ticaret/Ekonomi | ||||
| Ticaret/Ekonomi | public order i. | kamu düzeni | ||
|
The Council set particular store by issues of public order, security and defence. Konsey kamu düzeni, güvenlik ve savunma konularına özel bir önem vermektedir. More Sentences |
||||
| Hukuk | ||||
| Hukuk | public order i. | kamu düzeni | ||
|
But public order should not be maintained at the expense of freedom of expression or of peaceful assembly. Ancak kamu düzeni, ifade ya da barışçıl toplanma özgürlüğü pahasına sağlanmamalıdır. More Sentences |
||||
| Hukuk | public order i. | kamu düzeni | ||
|
A responsible public order policy must guarantee those rights, not repress them. Sorumlu bir kamu düzeni politikası, bu hakları baskı altına almak yerine güvence altına almalıdır. More Sentences |
||||
| Hukuk | public order i. | kamu düzeni | ||
|
Public order requires a public power, an imperium which can exercise coercion. Kamu düzeni bir toplumsal güç, baskı uygulayabilen bir otorite gerektirir. More Sentences |
||||
| Siyasal | ||||
| Siyasal | public order i. | kamu düzeni | ||
|
Public order requires a public power, an imperium which can exercise coercion. Kamu düzeni bir kamu gücü, baskı uygulayabilecek bir imperium gerektirir. More Sentences |
||||
| Hukuk | ||||
| Hukuk | public order i. | amme intizamı | ||
| Siyasal | ||||
| Siyasal | public order i. | asayiş | ||