put someone in - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

put someone in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"put someone in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
put someone in f. yönetime/iktidara getirmek

"put someone in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 116 sonuç

İngilizce Türkçe
General
put someone in a flutter f. birini heyecana düşürmek
put in a good word for someone f. biri için iyi şeyler söylemek
put someone in the picture f. durumu anlatmak
put in a good word (for someone) f. biri hakkında olumlu şeyler söylemek
put someone in one's place f. haddini bildirmek
put (someone) in a dangerous position f. ateşe atmak
put (someone/something) in quarantine f. karantinaya almak
put (someone/something) in quarantine f. karantina altına almak
put someone in one's pocket f. parmağında oynatmak
put someone in a tight spot f. zor durumda bırakmak
be put in touch with someone f. birilerine yönlendirilmek
be put in touch with someone f. birisine yönlendirilmek
put someone in a situation f. birisini bir duruma düşürmek
put someone in prison f. birini hapse atmak
keep/leave/put someone out in the cold f. birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak
put someone in handcuffs f. kelepçelemek
put someone in a different place f. birini farklı bir yere koymak
put someone in chains f. birini zincire vurmak
Phrasals
put (something) in with (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) sunmak
put (something) in with (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) ibraz etmek
put (something) in with (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) vermek
put (something) in with (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) bildirmek
put (something) in with (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yerleştirmek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önce getirmek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) öncesinde olacak şekilde ayarlamak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla değer/önem vermek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak
Colloquial
put someone in charge f. birini görevlendirmek
Idioms
put a good word in for someone f. arka çıkmak
put someone in mind of something f. birine bir şeyi anımsatmak
put someone in touch with someone f. biriyle temasa geçirmek
put a plug in for someone f. birinden övgüyle bahsederek ilgiyi onun üzerinde toplamak
put someone in the hole f. birini borca sokmak
put someone in one's black books f. birini kara listeye almak
put someone in touch with someone f. biriyle temas kurmasını sağlamak
put in a good word for somebody with someone f. biri hakkında başka birine olumlu referans vermek
put someone in a straitjacket f. birinin özgürlüğünü kısıtlamak
put something in the way of someone f. birinin önünü bir şey ile tıkamak
put a plug in for someone f. birinin reklamını yapmak
put a good word in for someone f. birine destek olmak
put a good word in for someone f. birinin iyiliğine konuşmak
put someone in the picture f. birisine gerekli bilgiyi vermek
put someone in the shade f. birini gölgede bırakmak
put someone in the picture f. birini durumdan haberdar etmek
put someone in one's place f. birine ağzının payını vermek
put a good word in for someone f. biri hakkında iyi konuşmak
put a good word in for someone f. birinin lehine konuşmak
put a plug in for someone f. birinden olumlu bahsetmek
put someone in the shade f. gölgede bırakmak
put oneself in someone else's place f. kendini bir başkasının yerine koymak
put someone in an awkward position f. müşkül durumda bırakmak
put someone in an awkward position f. müşkül duruma sokmak
put someone in an awkward position f. müşkül duruma düşürmek
put oneself in someone else's shoes f. kendini bir başkasının yerine koymak
put someone or something in jeopardy f. riske atmak
put someone or something in jeopardy f. riske sokmak
put someone or something in jeopardy f. tehlikeye sokmak
put someone or something in jeopardy f. tehlikeye atmak
put someone in an awkward position f. zor durumda bırakmak
put someone in an awkward position f. zor duruma sokmak
put in a good word for someone f. (bir iş için) birine kefil olmak
put (someone) in harm's way f. (birini) tehlikeye atmak
put store in (something or someone) f. (birine/bir şeye) güvenmek
put store in (something or someone) f. (birine/bir şeye) inanmak/inancı olmak
put store in (something or someone) f. (birini/bir şeyi) önemsemek
put store in (something or someone) f. (birine/bir şeye) saygı duymak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini ya da bir şeyi birinin ya da bir şeyin) önüne almak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. (birini ya da bir şeyi birinin ya da bir şeyin) ilk başında göstermek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. birini ya da bir şeyi birisi ya da bir şeyden daha değerli görmek
put (someone or something) in front of (someone or something) f. birine ya da bir şeye birisi ya da bir şeye göre öncelik tanımak
put (someone or something) in front of (someone or something) f. birini ya da bir şeyi kayırmak
put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f. birinin aklına (biriyle/bir şeyle ilgili) bir şey/fikir sokmak
put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f. birine (biriyle/bir şeyle ilgili) bir fikir vermek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f. birine (biriyle/bir şeyle ilgili) yol göstermek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f. birini (biriyle/bir şeyle ilgili) teşvik etmek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something) f. birini (biriyle/bir şeyle ilgili) dürtmek
put (one) in mind of (someone or something) f. (birine birini/bir şeyi) hatırlatmak
put (one) in mind of (someone or something) f. (birini) zihninde (birine/bir şeye) götürmek/geri döndürmek
put (one) in touch with (someone or something) f. (birini biriyle/bir şeyle) iletişime/irtibata geçirmek
put (one) in touch with (someone or something) f. (birini biriyle/bir şeyle) temasa geçirmek
put (one) in touch with (someone or something) f. (birinin biriyle/bir şeyle) temas kurmasını sağlamak
put (one) in touch with (someone or something) f. (birini birine/bir şeye) yönlendirmek
put (someone or something) in a hole f. (birini/bir şeyi) zor/güç bir duruma sokmak
put (someone or something) in a hole f. (birini/bir şeyi) sıkıntıya sokmak
put (someone or something) in the shade f. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
put a plug in for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) reklamını yapmak
put a plug in for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle bahsederek ilgiyi üzerine toplamak
put a plug in for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) olumlu bahsetmek
put a plug in for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) başkalarına da tavsiye etmek
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi övmek
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi önermek
put in a good word for someone/something f. birinin/bir şeyin lehine konuşmak
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey hakkında iyi konuşmak
put in a good word for someone/something f. biri/bir şey için kefil olmak
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi savunmak
put in a good word for someone/something f. birini/bir şeyi en iyi şekilde sunmak
put in a plug for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) reklamını yapmak
put in a plug for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle bahsederek ilgiyi üzerine toplamak
put in a plug for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) olumlu bahsetmek
put in a plug for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) başkalarına da tavsiye etmek
put someone in his or her place f. birine haddini/yerini bildirmek
put someone in his or her place f. kendini birinin yerine koymak
put someone in mind of f. birine bir şeyi anımsatmak
put someone in the way of f. birine (bir şeyin) yolunu açmak
put someone in the way of f. birine (bir şey) şansı vermek
put someone in the way of f. birini (bir şey) yoluna sokmak
put someone in their place f. birine haddini bildirmek
put someone in their place f. birine ağzının payını vermek
put trust in (someone or something) f. (birine/bir şeye) itimat etmek
put trust in (someone or something) f. (birine/bir şeye) güvenmek
put trust in (someone or something) f. (birine/bir şeye) güven duymak
put trust in (someone or something) f. (birine/bir şeye) inanmak