Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | saatlerce | hour after hour zf. |
Genel | saatlerce | for hours zf. |
Genel | saatlerce | hours and hours zf. |
Phrases | ||
İfadeler | saatlerce | for hours on end expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | internette saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma | photolurking i. |
Genel | saatlerce sürmek | last for many hours f. |
Genel | saatlerce soğukta dışarıda kalmak | be out in the cold for hours f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir hastayı) uzun süre/saatlerce ameliyat etmek | toil over (someone) f. |
Idioms | ||
Deyim | saatlerce çalışmak | work all the hours god sends f. |
Speaking | ||
Konuşma | ablamla saatlerce kitap okurduk | I used to read book with my sister for hours expr. |
Konuşma | ablamla saatlerce kitap okurdum | I used to read book with my sister for hours expr. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | iş mülakatlarında, mülakatçının adayla bir havaalanında saatlerce kapalı kalmaya dayanılabilecek bir karakter olup olmadığını anlamak için sorduğu sorular için kullanılan mecaz | airport test i. |
Psychology | ||
Psikoloji | saatlerce veya günlerce süren karşılaşım terapisi | marathon group i. |