Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | satılamayan | nonsaleable s. |
Genel | satılamayan | priceless s. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | satılamayan | nonmarketable s. |
Ticaret/Ekonomi | satılamayan | unvendible s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | satılamayan balık | offal i. |
Genel | hemen satılamayan emtia | sticker i. |
Idioms | ||
Deyim | satılamayan mal | a drug on the market i. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | (borsada) satın alındıktan sonra satılamayan opsiyon | traditional option i. |
Ticaret/Ekonomi | satılamayan mal | unsaleable goods i. |
Ticaret/Ekonomi | satılamayan mallar | unsaleable goods i. |
Ticaret/Ekonomi | satılamayan mal | drug in the market i. |
Ticaret/Ekonomi | menkul kıymetler ve borsa komisyonu'na kayıtlı olmayan ve halka satılamayan tahvil | letter bond i. |
Law | ||
Hukuk | eski roma'da hukuksal olarak toprağa bağlı olan ancak alınıp satılamayan bir tür köle-köylü | colonate i. |
Food Engineering | ||
Gıda | satılamayan gıdayı başka bir gıdanın üretiminde kullanma | rework i. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | satılamayan kitapların bulunduğu depo | trunkmaker i. |