Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | sihirle çıkarmak | conjure f. | ||
The man conjured a coin behind her ear. Adam kulağının arkasından sihirle madeni para çıkardı. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | sihirle/büyüyle bir şey çıkarmak | conjure something up f. |