İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | slump down f. | yığılmak | ||
Tom slumped down next to Mary. Tom Mary'nin yanında yığılıp kaldı. More Sentences |
||||
Genel | slump down f. | çökmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | slump down in f. | bir yere yığılmak |
Öbek Fiiller | slump down into f. | bir yere yığılmak |
Öbek Fiiller | slump down in (something) f. | (bir şeye) yayılmak/yığılmak |
Öbek Fiiller | slump down in (something) f. | (bir şeyin) içine çökmek |
Öbek Fiiller | slump down into (something) f. | (bir şeye) yayılmak/yığılmak |
Öbek Fiiller | slump down into (something) f. | (bir şeyin) içine çökmek |