sulphur) - Türkçe İngilizce Sözlük

sulphur)

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"sulphur)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 143 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
sulphur i. sülfür
The Industry Committee accepts the desirability of moving to zero sulphur in petrol and diesel.
Sanayi Komitesi benzin ve dizelde sıfır sülfüre geçilmesinin arzu edilir olduğunu kabul etmektedir.

More Sentences
sulphur i. kükürt
This will not be possible unless we remove the sulphur from diesel and petrol.
Dizel ve benzinden kükürdü kaldırmadığımız sürece bu mümkün olmayacaktır.

More Sentences
Technical
sulphur i. kükürt
It is a misconception that old engines require sulphur in the fuel and that new engines cannot handle sulphurous fuel.
Eski motorların yakıtta kükürt gerektirdiği ve yeni motorların kükürtlü yakıtla çalışamayacağı yanlış bir kanıdır.

More Sentences
sulphur trioxide i. kükürt trioksit
You know that sulphur dioxide is written SO2 whereas, in chemistry, sulphur trioxide is written with the formula SO3.
Kükürt dioksitin SO2 olarak yazıldığını, oysa kimyada kükürt trioksitin SO3 formülüyle yazıldığını biliyorsunuz.

More Sentences
sulphur dioxide i. kükürt dioksit
You know that sulphur dioxide is written SO2 whereas, in chemistry, sulphur trioxide is written with the formula SO3.
Kükürt dioksitin SO2 olarak yazıldığını, oysa kimyada kükürt trioksitin SO3 formülüyle yazıldığını biliyorsunuz.

More Sentences
Petrol
low-sulphur s. düşük sülfürlü
Contrary to the normal rules of economics, the more low-sulphur fuel is required, the more expensive it gets.
Normal ekonomi kurallarının aksine, ne kadar düşük sülfürlü yakıt gerekiyorsa, o kadar pahalı hale geliyor.

More Sentences
Mining
sulphur i. sülfür
Sulphur has proven to be a more strategic component in fuels than was earlier supposed.
Sülfürün yakıtlarda daha önce düşünüldüğünden daha stratejik bir bileşen olduğu kanıtlanmıştır.

More Sentences
Food Engineering
sulphur i. sülfür
The proposal now before us aims at the complete removal of sulphur from these fuels by 2009.
Şu anda önümüzde bulunan teklif, 2009 yılına kadar bu yakıtlardan sülfürün tamamen kaldırılmasını amaçlamaktadır.

More Sentences
Meteorology
sulphur dioxide i. sülfür dioksit
Existing plants will continue to pollute the air enormously by emitting sulphur dioxide and nitrogen oxides.
Mevcut santraller sülfür dioksit ve nitrojen oksit yayarak havayı büyük ölçüde kirletmeye devam edecektir.

More Sentences
General
flowers of sulphur i. kükürtçiçeği
sulphur i. sülf
sulphur i. sülfür sarısı
sulphur yellow i. sülfür sarısı
hot sulphur spring i. sıcak sülfür kaynağı
sulphur i. sert söylem
sulphur i. iğneleyici dil
sulphur f. kükürtlemek
sulphur s. sülfürden yapılmış
sulphur s. sülfürle ilgili
sulphur s. sülfüre benzeyen
sulphur s. sülfür içeren
sulphur s. sülfürle emprenye edilmiş
sulphur-yellow s. kükürt renginde
sulphur-yellow s. yeşilimsi sarı renkte
Politics
committee for the implementation of the directive on sulphur content in marine fuels i. deniz yakıtlarının kükürt içeriği direktifinin uygulanması komitesi
Technical
amorphous sulphur i. amorf kükürt
atmospheric sulphur dioxide i. atmosferik sülfür dioksit
baumann sulphur printing i. baumann kükürt baskısı
iron-sulphur-carbon alloy system i. demir-kükürt-karbon alaşım dizgesi
iron-sulphur equilibrium phase diagram i. demir-kükürt dengeli evre çizgesi
black sulphur i. kara kükürt
sulphur oxides i. kukurtdiyoksit
corrosive effect of atmosphere polluted with sulphur dioxide i. kükürt dioksit ile kirlenmiş atmosferin korozyon etkisi
flowers of sulphur i. kükürt çiçekleri
sulphur dyestuff i. kükürt boyarmaddesi
so2 -sulphur dioxide i. kükürt dioksit
sulphur dioxide copolymer i. kükürt dioksit kopolimer
sulphur control i. kükürt denetimi
sulphur stain i. kükürt lekesi
sulphur-impregnated product i. kükürt dolgulu ürün
sulphur dome i. kükürt kubbe
sulphur compounds i. kükürt bileşikleri
sulphur vulcanization i. kükürtlendirme
natural gases containing hydrogen sulfide or organic sulphur compounds i. kükürtlü hidrojen veya organik kükürt bileşikleri içeren doğal gazlar
liver of sulphur i. kükürt karaciğeri
sulphur cement i. kükürt çimentosu
sulphur print i. kükürt baskı
sulphur point i. kükürt noktası
sulphur printing i. kükürt baskısı alma
macrographic examination by sulphur print i. kükürt baskısı ile makrografik muayene
sulphur black i. kükürt siyahı
sulphur capping i. sülfür kaplaması
total sulphur in soil samples i. toprak numunelerindeki toplam kükürt
volatile organic sulphur compounds i. uçucu organik kükürt bileşikleri
high sulphur steels i. yüksek kükürtlü çelikler
high-sulphur steel i. yüksek kükürtlü çelik
sulphur crosslinking i. kükürt çapraz bağlanımı
sulphur coloured s. kükürt renkli
Textile
sulphur-dyed s. kükürt boyalarıyla boyanmış
Automotive
lithium-sulphur battery i. lityum-sülfür batarya
sulphur dioxide i. kükürt dioksit
Aeronautic
bound sulphur i. bileşik kükürt
free sulphur i. serbest kukurt
Petrol
low-sulphur s. (yakıt) düşük sülfür içerikli
low-sulphur s. düşük miktarda sülfür içeren
Mining
forms of sulphur i. kükürt bileşikleri
sulphur mine i. yeraltından kükürt çıkarılan maden ocağı
Medical
exposure to sulphur dioxide i. sülfür dioksit maruziyeti
sulphur-containing products i. sülfür içerikli ürünler
volatile sulphur compounds i. uçucu volatil sülfür içerikleri
Pharmaceutics
flowers of sulphur i. kükürt çiçeği
Food Engineering
sulphur i. kükürt
Chemistry
native sulphur i. kükürdün eski adı
amorphous sulphur i. amorf kükürt
gaseous sulphur compound i. gaz halindeki kükürt bileşik
hydrogen sulphur i. hidrojen sülfür
lime sulphur i. kireç sülfür
odoriferous sulphur compounds i. kokulu kükürt bileşikleri
corrosive sulphur i. korozif kükürt
sulphur dioxide i. kükürt dioksit
sulphur content meter i. kükürt içerik ölçeri
manganese sulphur ratio i. mangan kükürt oranı
sulphur bacteria i. kükürt bakterileri
sulphur chloride i. kükürt klorür
sulphur tetrachloride i. kükürt tetraklorür
sulphur content i. kükürt miktarı
sulphur oxide i. kükürt oksit
sulphur dichloride i. kükürt diklorür
sulphur compounds i. kükürt bileşikleri
sulphur yellow i. kükürt sarısı
sulphur dyestuff i. kükürt boyarmaddesi
sulphur compound i. kükürtlü bileşik
sulphur black i. kükürt siyahı
sulphur i. kükürt
sulphur compounds in potassium hydroxide i. potasyum hidroksitteki kükürt bileşikleri
potassium sulphur i. potasyum sülfür
sulphur hexafluoride i. sülfür heksaflorid
sulphur hexafluoride i. sülfürhekzaflorür
sulphur ions i. sülfür iyonları
amorphous sulphur i. reçineye benzeyen elastik bir kükürt çeşidi
sulphur i. sarı kristalli haliyle bilinen tatsız kokusuz bir element
ruby sulphur i. kızıl zırnık
ruby sulphur i. kükürtlü arsenik
ruby sulphur i. arsenik sülfür
ruby sulphur i. temel bileşeni arsenik ikisülfür olan kırmızı renkli camsı bir madde
flowers of sulphur i. sülfür buharının soğuk yüzeyde yoğunlaştırılması ile elde edilen küçük sülfür kristalleri
sulphur acid i. sülfasit
sulphur alcohol i. merkaptan
sulphur auratum i. (eski kimyada) antimonik sülfür
sulphur base i. sülfür tuzlarının oluşumunda baz olarak hareket edebilen bir alkali sülfür
sulphur ether i. radikallerinden meydana gelen bir sülfür çeşidi
sulphur salt i. sülfasit tuzu
Biology
sulphur bacteria i. tiyobasil cinsine mensup bakteri
Marine Biology
sulphur whale i. mavi balina
sulphur-bottom i. mavi balina
sulphur-bottom whale i. mavi balina
Botanic
vegetable sulphur i. kurtayağı tozu
vegetable sulphur i. kibritotu tozu
vegetable sulphur i. kurt pençesi tozu
sulphur tuft i. kükürt öbeği mantarı
Agriculture
calcium, magnesium, sodium and sulphur content of fertilizers i. gübrelerin kalsiyum, magnezyum, sodyum ve sülfür içeriği
Apiculture
sulphur cartridge i. kükürt fişeği
Environment
sulphur dioxide pollution i. kükürt dioksit kirliliği
sulphur showers i. genellikle çam ormanlarından rüzgarla uzaklara taşınan kükürt görünümlü sarı polen yağmurları
Geography
sulphur springs i. indiana eyaletinde yerleşim yeri
white sulphur springs i. batı virginia eyaletinde şehir
white sulphur springs i. montana eyaletinde şehir
sulphur i. louisiana eyaletinde şehir
sulphur i. oklahoma eyaletinde yerleşim yeri
sulphur i. oklahoma eyaletinde şehir
white sulphur springs i. batı virginia eyaletinde yerleşim yeri
sulphur springs i. teksas eyaletinde şehir
hot sulphur springs i. kolorado eyaletinde şehir
Geology
low-grade sulphur-bearing ores i. sülfür içerikli düşük tenörlü cevherler
sulphur ore minerals i. sülfürlü cevher mineralleri
sulphur and iron-oxidizing bacteria i. sülfür ve demir oksidasyonu yapan bakteriler
Ornithology
sulphur-crested cockatoo (kakatoe galerita) i. kükürt taçlı kakadu
sulphur-crested cockatoo (kakatoe galerita) i. sülfür taçlı kakadu
sulphur-crested cockatoo (kakatoe galerita) i. sülfür kakadu
sulphur-crested cockatoo (kakatoe galerita) i. sarı ibikli beyaz bir kakadu
Entomology
orange sulphur i. lahana kelebekleri familyasından olan turuncu renkli bir kelebek
sulphur i. colias ve ilişkili cinslere mensup kelebek
sulphur butterfly i. lahana kelebeği