suçlayıcı - Türkçe İngilizce Sözlük

suçlayıcı

"suçlayıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
General
suçlayıcı accusing s.
Many financial analysts have been both judge and accused.
Birçok finansal analist hem yargıç hem de suçlayıcı oldu.

More Sentences
suçlayıcı blamer i.
suçlayıcı inculpatory s.
suçlayıcı denunciatory s.
suçlayıcı incriminating s.
suçlayıcı accusatory s.
suçlayıcı accusive s.
suçlayıcı accusatorial s.
suçlayıcı accusative s.
suçlayıcı inculpative s.
suçlayıcı culpatory s.
Law
suçlayıcı accusative s.
suçlayıcı accusatorial s.

"suçlayıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

Türkçe İngilizce
General
suçlayıcı gözler blaming eyes i.
suçlayıcı bakışlar blaming eyes i.
(suçlayıcı olarak) bunlar they i.
suçlayıcı kimse incriminator i.
elinde suçlayıcı delil bulunmak have something on someone f.
suçlayıcı olmayan nonincriminating s.
kendi kendini suçlayıcı self-accusatory s.
kendini suçlayıcı self-accusatory s.
kendini suçlayıcı/ayıplayan self-condemning s.
(suçlayıcı tavır ile) dahil olduğu söylenen implicated s.
suçlayıcı olarak denunciatorily zf.
suçlayıcı şekilde accusatorially zf.
suçlayıcı bir şekilde incriminatingly zf.
Phrasals
elinde birine karşı suçlayıcı kanıt olmak get (something) on (someone) f.
(biri) hakkında suçlayıcı bir bilgi edinmek get on (one) f.
Colloquial
(biri) hakkında suçlayıcı kanıt olmak have (something) on (one) f.
(birine) karşı suçlayıcı kanıtı olmak have (something) on (one) f.
Idioms
(biri/bir şey) hakkındaki suçlayıcı bilgiler the goods on (someone or something) i.
(birine/bir şeye) karşı kesin bir suçlayıcı kanıtı olmamak have got nothing on (someone or something) f.
biri hakkında suçlayıcı kanıt olmak have on one f.
Law
suçlayıcı delil incriminating evidence i.
suçlayıcı bilgi toplamak üzere yapılan araştırma fishing expedition [us] i.
suçlayıcı şekilde accusatorially zf.
Politics
bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi kompromat (compromising material) i.