Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Law | ||||
Hukuk | takımada | archipelago i. | ||
We also need rules within agricultural policy enabling small-scale agriculture in the archipelago to survive. Tarım politikasında da takımadalardaki küçük ölçekli tarımın ayakta kalmasını sağlayacak kurallara ihtiyacımız var. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | takımada | archipelago i. | ||
Thirdly, these initiatives only make sense if the economic situation in the archipelago really can be improved. Üçüncü olarak, bu girişimler ancak takımadalardaki ekonomik durum gerçekten iyileştirilebilirse anlamlıdır. More Sentences |
||||
Geography | ||||
Coğrafya | takımada | archipelago i. | ||
Mountain regions and archipelagos may also be of relevance in this connection, however. Dağlık bölgeler ve takımadalar da bu bağlamda önem arz edebilir. More Sentences |