tell something

"tell something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 163 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	tell (one) about (someone or something) f.	(birine birinden/bir şeyden) bahsetmek
We should've been told about it. Bize bu konudan bahsedilmeliydi. More Sentences
General
2	Genel	tell something to someone straight f.	birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
3	Genel	tell something to one's face f.	yüzüne söylemek
4	Genel	be all set to tell something f.	kendini bir şey söylemeye hazırlamak
Phrasals
5	Öbek Fiiller	tell someone about something f.	birine bir şeyden bahsetmek
6	Öbek Fiiller	tell something to someone f.	birine bir şey aktarmak/anlatmak
7	Öbek Fiiller	tell something from something (else) f.	bir şeyi diğerinden ayırt etmek
8	Öbek Fiiller	tell someone about something f.	birine bir şey anlatmak
9	Öbek Fiiller	tell someone or something by something f.	...den onu bilmek/tanımak
10	Öbek Fiiller	tell (one) about (someone or something) f.	(birine birini/bir şeyi) anlatmak
11	Öbek Fiiller	tell (one) about (someone or something) f.	(birine biri/bir şey) hakkında bir gösterge olmak
12	Öbek Fiiller	tell (one) about (someone or something) f.	(birine bir/bir şey) hakkında bir emare olmak
13	Öbek Fiiller	tell (one) about (someone or something) f.	(birine biri/bir şey) hakkında bir şey söylemek/göstermek
14	Öbek Fiiller	tell (someone or something) apart f.	(birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayırmak
15	Öbek Fiiller	tell (someone or something) apart f.	(birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayırt etmek
16	Öbek Fiiller	tell (someone or something) from (someone or something else) f.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak
17	Öbek Fiiller	tell (someone or something) from (someone or something else) f.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek
18	Öbek Fiiller	tell (someone or something) from (someone or something else) f.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak
19	Öbek Fiiller	tell (someone or something) from (someone or something else) f.	(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek
20	Öbek Fiiller	tell (something) from (something else) f.	(bir şeyi bir şeyden) anlamak
21	Öbek Fiiller	tell (something) from (something else) f.	(bir şeyi bir şey sayesinde) algılamak
22	Öbek Fiiller	tell (something) from (something else) f.	(bir şeyi bir şey sayesinde) idrak etmek
23	Öbek Fiiller	tell (something) from (something else) f.	(bir şey sayesinde bir şeyi) görmek/kestirmek
24	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) anlatmak
25	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) ifade etmek
26	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) açıklamak
27	Öbek Fiiller	tell against (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) aleyhinde olmak
28	Öbek Fiiller	tell of (something) f.	(bir şeyi) anlatmak
29	Öbek Fiiller	tell of (something) f.	(bir şeyden) bahsetmek
Phrases
30	İfadeler	that should tell you something expr.	buradan anla
Colloquial
31	Konuşma Dili	tell (one) what (one) can do with (something) f.	(bir şeyi) alıp ne yapabileceğini söylemek
32	Konuşma Dili	tell somebody what they can do with something f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
33	Konuşma Dili	tell somebody what they can do with something f.	(birine) al bir tarafına sok demek
34	Konuşma Dili	tell somebody what they can do with something f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
35	Konuşma Dili	tell somebody what they can do with something f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
36	Konuşma Dili	you can never tell with (someone or something) expr.	işin içinde o olunca hiçbir şeyden emin olamazsın
37	Konuşma Dili	you can never tell with (someone or something) expr.	onun ne yapacağı hiç belli olmaz
38	Konuşma Dili	you can never tell with (someone or something) expr.	ona hiç güvenemezsin
39	Konuşma Dili	(do) you mean to tell me (that) (something is the case)? expr.	bana (…) mi söylemeye çalışıyorsun?
40	Konuşma Dili	you mean to tell me something expr.	bir şey mi demeye çalışıyorsun?
41	Konuşma Dili	you mean to tell me something expr.	bir şey mi kastediyorsun?
Idioms
42	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
43	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
44	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
45	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
46	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
47	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
48	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(isterse) bir iki şey söyleyebilmek
49	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(isterse) birkaç şey anlatmak
50	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(isterse) birçok şey öğretebilmek
51	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki söz/laf söylemek (gerek)
52	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki şey öğretmek (gerek)
53	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki şey söyleyebilmek
54	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	birkaç şey anlatmak
55	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	birçok şey öğretebilmek
56	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki yanlışını düzeltmek
57	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki şey söylemek
58	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	bir iki şey öğretmek
59	Deyim	can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	bir iki şey öğretebilmek
60	Deyim	can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birkaç şey göstermek
61	Deyim	can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	bir iki konuda yardımcı olmak
62	Deyim	can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	bir iki şey söyleyebilmek
63	Deyim	can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birkaç şey anlatmak
64	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
65	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
66	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
67	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
68	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	bir iki şey öğretmek
69	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	(bir konuda) yardımcı olabilmek
70	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birkaç şey öğretebilmek
71	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birini bilgilendirmek
72	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	haddini bildirmek
73	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	ağzının payını vermek
74	Deyim	can tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	ipliğini pazara çıkarmak
75	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	bir iki şey öğretmek
76	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	(bir konuda) yardımcı olabilmek
77	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birkaç şey öğretebilmek
78	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	birini bilgilendirmek
79	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	haddini bildirmek
80	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	ağzının payını vermek
81	Deyim	could tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.	ipliğini pazara çıkarmak
82	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak
83	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(bir konuda) yardımcı olabilmek
84	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	birkaç şey öğretebilmek
85	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	birini bilgilendirmek
86	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	birini düzeltmek/hatasını gidermek
87	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	haddini bildirmek
88	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	ağzının payını vermek
89	Deyim	tell somebody to do something very difficult f.	ot yoldurmak
90	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
91	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler öğretmek
92	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek
93	Deyim	could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir iki şey öğretmek
94	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
95	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler öğretmek
96	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek
97	Deyim	tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.	(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir iki şey öğretmek
98	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
99	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
100	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
101	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
102	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
103	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
104	Deyim	tell something a mile off f.	bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek
105	Deyim	tell something a mile off f.	bir şeyi kolayca fark etmek
106	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesini anlatmak
107	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) bilgisini vermek
108	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı bilgiyi vermek
109	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı hikayeyi anlatmak
110	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şeyin göstergesi olmak
111	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şey/hikaye okunmak
112	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
113	Deyim	tell the same tale (of something) f.	aynı şeyi anlatmak
114	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şeyin göstergesi olmak
115	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şey/hikaye okunmak
116	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
117	Deyim	tell the same story (of something) f.	aynı şeyi anlatmak
118	Deyim	tell the difference between (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) ayırt etmek
119	Deyim	tell the difference between (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) arasındaki farkı fark etmek
Speaking
120	Konuşma	tell me something i don't know expr.	bilmediğim bir şey söyle
121	Konuşma	is there something you want to tell me? expr.	bana söylemek istediğin bir şey mi var mı?
122	Konuşma	let me tell you something expr.	bak sana ne diyeceğim
123	Konuşma	is there something that you want to tell me? expr.	bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
124	Konuşma	let me tell you something expr.	bak sana bir şey diyeyim
125	Konuşma	before we go any further there's something that I want to tell you expr.	daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var
126	Konuşma	since you told me i want to tell you something expr.	madem sen anlattın sana bir şey söylemek istiyorum
127	Konuşma	I need to tell you something expr.	sana bir şey söylemem lazım
128	Konuşma	I think I should tell you something expr.	sanırım sana bir şey söylemeliyim
129	Konuşma	I'll tell you something expr.	sana bir şey anlatacağım
130	Konuşma	there's something I need to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
131	Konuşma	let me tell you something expr.	sana bir şey diyeyim mi?
132	Konuşma	I've got something to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
133	Konuşma	there's something I have to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
134	Konuşma	let me tell you something expr.	sana bir şey diyeyim
135	Konuşma	let me tell you something expr.	sana şunu söyleyeyim
136	Konuşma	I just came to tell you something expr.	sana bir şey söylemeye geldim
137	Konuşma	I got something to tell you expr.	sana anlatacaklarım var
138	Konuşma	I need to tell you something expr.	sana bir şey söylemem gerekiyor
139	Konuşma	I have to tell you something expr.	size bir şey söylemem lazım
140	Konuşma	there's something that I didn't tell you about myself expr.	sana kendimle ilgili söylemediğim bir şey var
141	Konuşma	(I) just wanted to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
142	Konuşma	(I) just wanted to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söyleyecektim/diyecektim
143	Konuşma	(I) just want to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
144	Konuşma	(I) just want to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söyleyecektim/diyecektim
145	Konuşma	can you tell me (something)? expr.	bana (bir şeyi) söyleyebilir misin?
146	Konuşma	can you tell me (something)? expr.	bana (bir şeyi) tarif edebilir misin?
147	Konuşma	can you tell me (something)? expr.	bana (bir şeyi) anlatabilir misin?
Slang
148	Argo	tell (one) what (one) can do with (something) f.	(bir şeyi) alıp bir yerine sokabileceğini söylemek
149	Argo	tell (one) what (one) can do with (something) f.	(bir şeyi) alıp neresine sokabileceğini söylemek
150	Argo	tell someone what to do with something f.	(bir şeyi) alıp bir yerine sokmasını söylemek
151	Argo	tell someone what to do with something f.	(bir şeyi) alıp neresine sokması gerektiğini söylemek
152	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
153	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) al bir tarafına sok demek
154	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
155	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
156	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
157	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
158	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
159	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi münasip bir yerine sok demek
160	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
161	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
162	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
163	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi münasip bir yerine sok demek