Geçmiş

tell to

"tell to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Idioms
1	Deyim	tell to f.	-e söylemek
2	Deyim	tell to f.	-e anlatmak

"tell to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 239 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	tell his fault to his face f.	ayıbını yüzüne vurmak
2	Genel	tell one to one's face f.	birinin yüzüne karşı söylemek
3	Genel	tell something to someone straight f.	birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
4	Genel	agree to tell the same story f.	ağızbirliği etmek
5	Genel	hate to tell f.	ağzı varmamak
6	Genel	to tell the truth f.	doğruyu söylemek
7	Genel	have a story to tell f.	anlatacak bir hikayesi olmak
8	Genel	have a tale to tell f.	anlatacak bir hikayesi olmak
9	Genel	try to tell f.	anlatmaya çalışmak
10	Genel	have to tell f.	söylemek zorunda olmak
11	Genel	tell something to one's face f.	yüzüne söylemek
12	Genel	be all set to tell something f.	kendini bir şey söylemeye hazırlamak
13	Genel	regret to tell f.	üzülerek söylemek
14	Genel	be sorry to tell f.	üzülerek söylemek
15	Genel	to tell the truth zf.	esasen
16	Genel	to tell the truth zf.	açıkçası
17	Genel	to tell the truth zf.	aslına bakarsan
18	Genel	to tell the truth zf.	aslını sorarsanız
19	Genel	to tell the truth zf.	aslında
20	Genel	to tell the truth zf.	doğrusu
21	Genel	to tell the truth zf.	hani
22	Genel	to tell the truth zf.	aslına bakarsak
Phrasals
23	Öbek Fiiller	tell something to someone f.	birine bir şey aktarmak/anlatmak
24	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) anlatmak
25	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) ifade etmek
26	Öbek Fiiller	tell (something) to (one) f.	(birine bir şey) açıklamak
Phrases
27	İfadeler	to tell the truth expr.	doğrusunu söylemek gerekirse
28	İfadeler	truth to tell expr.	doğrusunu isterseniz
29	İfadeler	to tell the truth expr.	gerçek şu ki
30	İfadeler	truth to tell expr.	gerçekten
31	İfadeler	tell it to the hand expr.	külahıma anlat
32	İfadeler	tell it to the hand expr.	seni dinlemiyorum
33	İfadeler	to tell the truth expr.	şu bir gerçek ki
34	İfadeler	tell it to the hand expr.	umurumda değil
Colloquial
35	Konuşma Dili	I could tell you, but then I'd have to kill you expr.	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
36	Konuşma Dili	I could tell you, but then I'd have to kill you expr.	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek
37	Konuşma Dili	I could tell you, but then I'd have to kill you expr.	söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir
38	Konuşma Dili	I could tell you but then I’d have to kill you expr.	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek
39	Konuşma Dili	I could tell you but then I’d have to kill you expr.	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
40	Konuşma Dili	I could tell you but then I’d have to kill you expr.	söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir
41	Konuşma Dili	wasn't I supposed to tell? expr.	söylememeli miydim?
42	Konuşma Dili	(do) you mean to tell me (that) (something is the case)? expr.	bana (…) mi söylemeye çalışıyorsun?
43	Konuşma Dili	you mean to tell me something expr.	bir şey mi demeye çalışıyorsun?
44	Konuşma Dili	you mean to tell me something expr.	bir şey mi kastediyorsun?
45	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	kim bilir
46	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	bilmek imkansız
47	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	bilinemez
48	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	kimse bilemez
49	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	emin olmak mümkün değil
50	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
51	Konuşma Dili	(there's) no way to tell expr.	bilemeyiz
52	Konuşma Dili	ictybtihtky (I could tell you, but then I'd have to kill you) expr.	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
53	Konuşma Dili	no way to tell expr.	kim bilir
54	Konuşma Dili	no way to tell expr.	bilmek imkansız
55	Konuşma Dili	no way to tell expr.	bilinemez
56	Konuşma Dili	no way to tell expr.	kimse bilemez
57	Konuşma Dili	no way to tell expr.	emin olmak mümkün değil
58	Konuşma Dili	no way to tell expr.	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
59	Konuşma Dili	no way to tell expr.	bilemeyiz
60	Konuşma Dili	you mean to tell me expr.	bana (…) mi söylemeye çalışıyorsun?
61	Konuşma Dili	you mean to tell me expr.	(…) mı demeye çalışıyorsun?
Idioms
62	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
63	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
64	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
65	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
66	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
67	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
68	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
69	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
70	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
71	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
72	Deyim	tell someone where to get off f.	azarlayarak haddini bildirmek
73	Deyim	live to tell the tale f.	bir felaketten vb sağ kurtulmak
74	Deyim	tell somebody to do something very difficult f.	ot yoldurmak
75	Deyim	going to tell f.	şikayet etmeye gitmek
76	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
77	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
78	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
79	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
80	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
81	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
82	Deyim	tell one to face f.	yüzüne karşı söylemek
83	Deyim	tell what to do with f.	-i alıp bir tarafına sok demek
84	Deyim	tell what to do with f.	-i bir tarafına monte etmesini söylemek
85	Deyim	tell what to do with f.	-i al bir tarafına sok demek
86	Deyim	tell what to do with f.	'-i münasip bir yerine sok demek
87	Deyim	tell what to do with f.	'-i münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
88	Deyim	tell where to get off f.	azarlayarak haddini bildirmek
89	Deyim	tell it to the hand! expr.	sen bunu külahıma anlat!
90	Deyim	tell that to the marines expr.	külahıma anlat
91	Deyim	go tell it to sweeney! expr.	külahıma anlat!
92	Deyim	go tell that to sweeney! expr.	külahıma anlat!
93	Deyim	tell that to the marines expr.	külahıma anlat
94	Deyim	tell that to the marines expr.	sakalıma anlat
95	Deyim	tell that to the horse marines expr.	külahıma anlat
96	Deyim	tell that to the horse marines expr.	sakalıma anlat
97	Deyim	tell it to the judge [cliché] expr.	hakime anlat
98	Deyim	tell it to the judge [cliché] expr.	hakime anlatırsın
99	Deyim	tell it to the judge [cliché] expr.	mahkemede anlatırsın
Speaking
100	Konuşma	what I try to tell expr.	anlatmak istediğim
101	Konuşma	to tell you the truth expr.	açık söylemek gerekirse
102	Konuşma	tell him not to be abusive expr.	ağzını bozmamasını söyle
103	Konuşma	there are many things to tell expr.	anlatacak çok şey var
104	Konuşma	it's hard to tell expr.	anlatmak zor
105	Konuşma	It's hard to tell expr.	anlatması zor
106	Konuşma	you can't tell me what to do anymore expr.	artık bana ne yapacağımı söyleyemezsin
107	Konuşma	don't tell me to calm down expr.	bana sakinleş deme
108	Konuşma	is there something you want to tell me? expr.	bana söylemek istediğin bir şey mi var mı?
109	Konuşma	it's too early to tell expr.	bunu söylemek için henüz çok erken
110	Konuşma	don't tell me what to do! expr.	bana ne yapacağımı söyleme!
111	Konuşma	don't tell me to settle down expr.	bana sakin ol deme
112	Konuşma	don't tell me what to do expr.	bana ne yapacağımı söyleme
113	Konuşma	don't tell us how to do our job expr.	bize işimizi nasıl yapacağımızı öğretmeyin
114	Konuşma	did he tell you to say that? expr.	bunları sana o mu söyletiyor?
115	Konuşma	don't tell this to anyone expr.	bunu kimseye anlatma
116	Konuşma	don't tell me to calm down expr.	bana sakin olmamı söyleme
117	Konuşma	it's hard to tell expr.	bunu anlatmak zor
118	Konuşma	don't tell me to shut up expr.	bana kapa çeneni deme
119	Konuşma	do you need to tell me anything? expr.	bana söyleyeceğin bir şey var mı?
120	Konuşma	don't tell me to calm down expr.	bana sakin ol deme
121	Konuşma	don't tell this to anyone expr.	bunu kimseye söyleme
122	Konuşma	don't tell me what to say and what not to say expr.	bana ne söyleyip ne söylemeyeceğimi söyleme
123	Konuşma	I want you to tell me expr.	bana söylemeni istiyorum
124	Konuşma	is there something that you want to tell me? expr.	bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
125	Konuşma	what did you want to tell me? expr.	bana ne söylemek istiyorsun?
126	Konuşma	don't tell me to settle down expr.	bana sakinleş deme
127	Konuşma	I don't know what else to tell expr.	başka ne söyleyebilirim bilmiyorum
128	Konuşma	don't tell me to relax expr.	bana sakin olmamı söyleme
129	Konuşma	just a line to tell you expr.	bir iki satırla size bildiriyorum
130	Konuşma	don't tell me to calm down expr.	bana sakin olmamı söylemeyin
131	Konuşma	tell it to my face! expr.	bunu yüzüme söyle!
132	Konuşma	I didn't want to tell you this way expr.	bunu sana bu şekilde söylemek istemiyordum
133	Konuşma	don't tell me how to raise my kids expr.	çocuklarımı nasıl yetiştireceğimi bana öğretmeye/anlatmaya kalkışma
134	Konuşma	before we go any further there's something that I want to tell you expr.	daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var
135	Konuşma	we have to tell the others expr.	diğerlerine de anlatmak zorundayız
136	Konuşma	to tell you the truth expr.	doğrusu
137	Konuşma	you have to tell us what happened last night expr.	dün gece olanları bize anlatmak zorundasın
138	Konuşma	tell me everything I need to know about you expr.	hakkında bilmem gereken her şeyi anlat
139	Konuşma	are you really not going to tell me what you do? expr.	gerçekten de ne iş yaptığını bana söylemeyecek misin?
140	Konuşma	I'm trying to tell you all expr.	hepinize anlatmaya çalışayım
141	Konuşma	tell him to come in expr.	içeri girmesini söyle
142	Konuşma	I'll tell you what to do expr.	ne yapacağını söyleyeceğim
143	Konuşma	they need someone to tell them what to do expr.	onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyecek birine ihtiyaçları var
144	Konuşma	do you want to tell me what happened? expr.	ne olduğunu anlatmak ister misin?
145	Konuşma	I want to tell you what I did expr.	ne yaptığımı anlatmak istiyorum
146	Konuşma	tell it to the marines expr.	külahıma anlat
147	Konuşma	what are you going to tell her? expr.	ona ne söyleyeceksin?
148	Konuşma	I couldn't bring myself to tell him expr.	ona söylemeye dilim varmıyor
149	Konuşma	could you tell her that i want to take her to dinner? expr.	onu yemeğe götürmek istediğimi söyler misin?
150	Konuşma	I don't know what to tell you expr.	ne söyleyeceğimi bilmiyorum
151	Konuşma	what are you going to tell him? expr.	ona ne söyleyeceksin?
152	Konuşma	tell him to call me expr.	ona beni aramasını söyle
153	Konuşma	you need to tell us where to look expr.	nereye bakmamız gerektiğini söylemen gerekiyor
154	Konuşma	tell me what to do expr.	ne yapacağımı söyle
155	Konuşma	do you want to tell me what happened? expr.	neler olduğunu anlatmak ister misin?
156	Konuşma	(go) tell it/that to the marines expr.	külahıma anlat
157	Konuşma	just tell me what to do expr.	ne yapmam gerektiğini söyle yeter
158	Konuşma	tell him to get his shit together expr.	ona kendini toparlamasını söyle
159	Konuşma	since you told me i want to tell you something expr.	madem sen anlattın sana bir şey söylemek istiyorum
160	Konuşma	tell it to your grandmother expr.	külahıma anlat
161	Konuşma	I don't know how to tell her expr.	ona nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum
162	Konuşma	I've got something to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
163	Konuşma	I got something to tell you expr.	sana anlatacaklarım var
164	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana kaç kere söylemek zorundayım?
165	Konuşma	I hate to tell you this expr.	size bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor
166	Konuşma	tell that to the marine expr.	sen onu külahıma anlat
167	Konuşma	tell it to the marines expr.	sakalıma anlat
168	Konuşma	there's something I have to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
169	Konuşma	I need to tell you something expr.	sana bir şey söylemem gerekiyor
170	Konuşma	too soon to tell expr.	söylemek için çok erken
171	Konuşma	tell it to your grandmother expr.	sakalıma anlat
172	Konuşma	I need to tell you something expr.	sana bir şey söylemem lazım
173	Konuşma	I don't have to tell you expr.	sana anlatmak zorunda değilim
174	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana daha kaç kere söylemem gerekiyor?
175	Konuşma	I'm not supposed to tell you expr.	sana söylememem gerekiyor
176	Konuşma	I have to tell you something expr.	size bir şey söylemem lazım
177	Konuşma	I forgot to tell you expr.	sana söylemeyi unuttum
178	Konuşma	when I tell you to expr.	sana söylediğimde
179	Konuşma	tell it to the marines expr.	sen onu benim külahıma anlat
180	Konuşma	there's something I need to tell you expr.	sana söylemem gereken bir şey var
181	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	size daha kaç kez söylemek zorundayım?
182	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana bunu kaç kez söylemeliyim?
183	Konuşma	I'm not going to tell you anything expr.	sana hiçbir şey anlatmayacağım
184	Konuşma	I only want you to tell me what you saw expr.	sadece bana gördüklerini anlatmanı istiyorum
185	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana bunu kaç kez söyleyeceğim?
186	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana kaç kere daha söylemem gerek?
187	Konuşma	I didn't have the heart to tell you expr.	sana söylemeye cesaret edemedim
188	Konuşma	who the hell are you to tell me to get out? expr.	sen kimsin ki bana çekip gitmemi söylüyorsun?
189	Konuşma	it's hard to tell expr.	söylemesi zor
190	Konuşma	did I tell you not to worry? expr.	sana endişelenmemeni söylemiştim
191	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana daha kaç kez söylemem gerekiyor?
192	Konuşma	I just came to tell you something expr.	sana bir şey söylemeye geldim
193	Konuşma	I have nothing to tell you expr.	sana söyleyecek hiçbirşeyim yok
194	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana daha kaç defa söylemem gerekiyor?
195	Konuşma	there's no easy way to tell you this expr.	sana bunu anlatmanın kolay bir yolu yok
196	Konuşma	I don't know what to tell you expr.	sana ne diyeceğimi bilemiyorum
197	Konuşma	tell it to your grandmother expr.	sen onu benim külahıma anlat
198	Konuşma	I want to tell you a little secret expr.	sana küçük bir sır vermek istiyorum
199	Konuşma	do I have to tell you? expr.	sana anlatmak zorunda mıyım?
200	Konuşma	I don't need to tell you expr.	sana anlatmak zorunda değilim
201	Konuşma	how many times do I have to tell you? expr.	sana kaç defa söylemek zorundayım?
202	Konuşma	tell that to the marine expr.	sen onu benim sakalıma anlat
203	Konuşma	do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god? expr.	tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
204	Konuşma	(I) just wanted to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
205	Konuşma	(I) just wanted to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söyleyecektim/diyecektim
206	Konuşma	(I) just want to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
207	Konuşma	(I) just want to tell you (something) expr.	sana (bir şey) söyleyecektim/diyecektim
208	Konuşma	can you tell me, how can I get to taksim? expr.	söyleyebilir misin, taksime nasıl gidebilirim?
209	Konuşma	I'm not obliged to tell you anything expr.	sana hesap vermek zorunda değilim
210	Konuşma	can you tell me the way to the bank? expr.	bankaya giden yolu söyler misin?
211	Konuşma	could you tell me the way to the bank? expr.	bankaya giden yolu söyler misin?
212	Konuşma	I'll tell you what happened to me today expr.	bugün sana başımdan geçenleri anlatacağım
213	Konuşma	I'll tell you what happened to me today expr.	bugün size başımdan geçenleri anlatacağım
Slang
214	Argo	tell someone what to do with something f.	(bir şeyi) alıp bir yerine sokmasını söylemek
215	Argo	tell someone what to do with something f.	(bir şeyi) alıp neresine sokması gerektiğini söylemek
216	Argo	tell (one) where to put it f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
217	Argo	tell (one) where to put it f.	(birine) al bir tarafına sok demek
218	Argo	tell (one) where to put it f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
219	Argo	tell (one) where to put it f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
220	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
221	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) al bir tarafına sok demek
222	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
223	Argo	tell someone where to put (or what to do with) something f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
224	Argo	tell (one) where to shove it f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
225	Argo	tell (one) where to shove it f.	(birine) al bir tarafına sok demek
226	Argo	tell (one) where to shove it f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
227	Argo	tell (one) where to shove it f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
228	Argo	tell (one) where to stick it f.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
229	Argo	tell (one) where to stick it f.	(birine) al bir tarafına sok demek
230	Argo	tell (one) where to stick it f.	(birine) münasip bir yerine sok demek
231	Argo	tell (one) where to stick it f.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
232	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
233	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
234	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
235	Argo	tell somebody where to put something f.	birine bir şeyi münasip bir yerine sok demek
236	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
237	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
238	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
239	Argo	tell somebody where to stick something f.	birine bir şeyi münasip bir yerine sok demek